SON FIRTINA
Bu gece saat on ikide
Acı acı çaldığında o zil Gözlerindeki yaş daha kurumadan Doğrul yatağından Ölünün mezardan dirilmesi gibi Çaresizce bas yerlere Her bastığın yerde bir adım gerileyerek Aç kapıyı,yürü ve yürü Dolunayın ışığı vuran odalardan geç Karanlık ve loş,ölümü andıran odalardan Son kez bir yudum su iç Kurbanlık koyuna en son içirilen su gibi Son kez kendine bak Çünkü sabahın o ilk ışıklarında Baktığın şu beden Bir kan gölünün içinde olacak Yalnızlığını boşver, Sen her zamanki gibi yine yalnızsın. Yalnız gelip yalnız giden bir insansın. Çık merdivenlerden bir bir İdamlık suçsuz masum gibi O masumun kelepçesi , Senin kaderin olsun Dolunay sana acı acı gülümsesin Zebanilere yeni yem çıktığını düşünerek Ömründeki ilk fırtınayı hatırlıyor musun? Sonuncusunu da onun gibi unutacaksın! Sadece sen Bu dünya devam ettikçe Bunu herkes hatırlayacak Unutmak elde mi? Sabah ayazında sokakta bir ceset Belki de gözleri açık Yaşadığını yansıtan kana bulanmış, Bir çift kahverengi göz Yeter düşündüğün bunları Yoksa vaz mı geçeceksin?! Sakın ha...! Çık şimdi o duvarın başına At kendini boşluğa İlk defa uç Rüyalarındaki gibi Ama unutma farkı Rüyalarında yatakta uyanırken Bu seyahatin sonunda Bedenin sokağa Ruhun zebanilere Günaydın diyecek Hadi söyle Her zaman söylemek istediğini Sesini duyar gibiyim ’Ben bu dünyaya acı çekmek için gelmedim.’ |
hayatın hep gülücüklerle dolup taşsın..yüreğine sağlık diyorum