Kaf Dağının Ardına ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Simurg içimizde ...Kaf Dağı ,Simurg’un ülkesinde ...
tut ki sabaha çeyrek bir gecenin göğsündesin
tut ki bütün viranşehirlerin amuda kalkmış üstüne üstüne gelir zaman ah-ı eninini bir sen duyarsın can kaybını saracak bir el ümidi evlerin saçaklarında dona kalmış... paçalarından akıyor bütün ürkekliklerin gözlerin siyaha boyanmış tüm ağlamalarını yutmuş gökyüzü sarpa sarmış işin gücün gümrah saçların bile seyrelmiş hay aksi! esmer esmer bakıyor sana dünden kalmış hatıraların... serçeler helezonlar çiziyor dalların eğriliklerine imreniyor için eğreti sığışmalara sıcak iklimler düşünce önün sıra çöllere kanat açan bir martıya dönüyor rüyaların susuyorsun... sustukça cümlelerin üşüyor vefakar paltonun sökük cebiyle astarı arasına sıkışıyor vaveylaların düşmüyor, arzın endamına yine sana kalıyor tükenmişliğin yürüyüşüne çalım satan düşüncelerin farkedilmiyor kimsece ıslak gülümsemelerin gözlerine mührü basılmış ismi bir sen okuyorsun vitrin camlarında... kuytu gölgeler kucaklasın firari neşelerini usul usul yürü toprak incinmesin karıncalar duymasin ayak sesini yarim ... sözcükleri bırak, lügatlar ezberlesin konuşmasan da anlarım seni bilirsin... kapa şimdi gözlerini , baharın nazenin elleri değsin solgun renklerine bil ki kışların hırçınlığı baharı özleyişindendir ve asla baharı göremeyişinden... seherin cıvıltılı muştuları uyandırsın mahmurluğunu uykularınca özgür düşlerin ümitlerin kadar çoğalırsın zamanın cimriliğinde dümen ellerinde eğer istersen kaf dağının ardına da gidersin ... 20/05/2011 ya leyl ... |