Git (dönmek üzere)
Bırak beni,git şimdi...
Adımların bile anlamasın nereye gittiğini ve niye bittiğini! Gözlerinden bulut bulut dökülsün damlalar, Kurak iklimlere inat ağla ve git şimdi... Kulaklarını tırmalasın haykırışlarım; Ama duyma! Uyma kalbine,ardına bakmadan git ne olur. Rüzgarın estiği yöne Yahut da aklının düştüğü yere. Kiminle istersen git! Ağzında bin küfür, Söv yedi düvele; tüm bedduaları savur gökyüzüne Güneşe değsin çığlıkların, Yansın tüm bildiklerin, Git... Ölüm gibi ani ve hızlı olsun gidişin, Hani şafak sökerken, Hani anlamsız,saçma! Hani yarı yolda, öylece bırakırcasına; Kalırcasına... Tıkanırcasına hatta, söyleyecek hiçbir şeyi olmayan bir kitap gibi; Sonu olmayan masallar gibi Ki her masalın illa bir sonu vardır! Ama sen git,sonsuz gibi. kov başından tüm fikirleri, Düşünmeye zaman bulamadan git. toprak koksun buram buram ayakların, Yalınayak; Yalpalayarak git... Parmak uçlarında hisset tüm hatıraları, Kabuslarını biriktir gece yarıları Uykunu böl, Yalnızlığınla paylaş. Duygunu sakla kendinden, Aynalara yalan söyle; ’Mutluyum’ de Ve git! yollar kardeşin olsun,yokluklar eşin... Ta başından söyle peşin peşin; Zaten yoktu sonu bu işin, Bitmeliydi de Git... Bir damla ter dökmeden; Mücadele etmeden git. Platonik nefretler duy kendine Adım adım adımı kazı beynine,tenine, Aşkının yerine Her yerine... Sağanak tebessümler düşsün üzerine Kahkahalardan kork, Gülümsemelerden ürk. Bir kaçak gibi koşarak uzaklaş benden; Git... Her gidişin bir dönüşü vardır derler, Ben gidişine de razıyım. Dönüşünü beklemek de güzel! Arkandan seyrederken ufka doğru kayboluşunu, Her an geriye dönüp bakacaksın diye içimde bir heyecan; Gözümü dahi kırpmam. Üzüldüm mü sanırsın? Ağladım mı, Gitme diye yalvardım mı hiç söyle? Gelişin bayram olacaksa bana ey sevgili; Gidişine niye dökeyim gözyaşlarımı? İçin rahat olsun bu yüzden, Git... |