iki gönül bir olunca seyran olan samanlıktır yüreğim...
sözlerin sözümdür sözün sırrımdır...
bal kahrını hep çekerim....

Sevdan zamansız gönül kazası, kesersin iflahımı.
Uzanırım yorgun bedenine üstüne güller bırakırım.
Geceyi adımlayarak düşerim düşlerine her gece.
O sessiz adımlar yaklaştıkça bedenime yüreğimin çarpışları bozar sessizliği.
Ağır, ağır izdüşümü yaşar, inciler alır satarsın, sarrafında yaparım ilk siftahımı.
En güzel işçiliğimle sana uzanmak ister hünerli ellerim gözlerine bakarken.
Aşkın arastasına uğrar sevda sanatını öğrenirim senin için,
Altından kilit gümüşten anahtar işlerim ikimizin ruhunu kilitlemek için.
Sırtındaki yükü parmak uçlarımla sıyırıp atarım,
Kaderin yorgunluğuyla baş ederken.
Yorgun düşerim seninle, kan ter içinde, ellerinden değen mühreler bedenimde.
Yakılan mum ışığının aydınlığı vurur kıvranan gözlerine, yüreğime tutup çekerim.
Gözlerim takılır gözlerine, odayı kaplarken bir sessizlik, çığlıklarım halvet içinde.
Sevdanın kavga melodisini gürültü sansınlar bırak.
Sende duydun mu bilmem içimde ki son mahnının sesini,
Titreyerek mırıldanır duygular yorgun beden yanına serilirken...
Yüreğime saklarken seni,
Öpüşlerimin sıcaklığını, senden daha hızlı atan kalp atışlarımı,
Dinlerken okumadın mı?
Ben sana kilitlenmişken bırak rezm sansınlar yeryüzündekiler, Biz bezm e giderken.
Kutsallığını yaşarken duyguların, vücuda sızan perdelerini aralayalım.
Seninle vuslata ererken bir kadeh bade gibi bir öpüşüne sarhoştur beden.
Yanıp tutuşan bedene su vermek dört kitaba yeminle
Kutsaldır sevmek gözümde yaratana dua gibi,
Verdiğin her damlada kana, kana içmek boynumun borcudur.
Uzat güzel ruhuna dudaklarım dokunsun, sana siper olmuşken nefesim konuşsun.
Ar etmiş yüreğim namerde açılmaya, sen farklısın aslında.
Bedenim adanmış sana, kulaklarım sesinde nefesinde.
Sana son öpücükle elveda
Şiir yüreğinde saklandı bu gece, ürkek bedenim,
Ne çok özlemişti de gezinsin elin, çok kalmam yanında bil.
Bir kaç saat misafirim
///Bu gece bal kahrını çekmeye geldim///

ŞAİR YAZAR: MÜSLÜM TAŞ.