HER KİŞİ NİYETİNEÖmür kaçıncı mevsimi geride bıraktı kim bilir, Kaç kez ağladı, kaç kez güldü. Ne sevdalar yaşadı, kaç yandı canı. Ya da O kaç canı yaktı… ŞİMDİ… Vuslat zamanı, geldi beklenen ömrün son anı. İmam Nuri’nin sesi yırtar sabahın alaca karanlığında, Köyü bir uçtan bir uca… Ardından bir sala verilir uzun, uzun ağıt misali, Yine göçmüştür bir ömrü fani, Aralanır uykulu gözler, kulaklar imam Nuri’nin sala sesinde, Bilmem kimin nesi ölmüş dercesine. Köyün bir ucundan duyulur ağıt sesleri, Feryat figan karışır gözyaşları, Gider köyün birkaç genci, mezerini eşmeye, İmam Nuriye kalmıştır son görev, Suları ısıtıp başlar, Mahmut emmiyi yıkayıp kundak etmeye, Bir anası kundak yapmıştır insanoğlunu, Birde kefene saran hoca… Üç beş çoluk çocuk köylü toplanırlar, Buyurun er kişi niyetine… SONRA… Herkes bir el atar tabuta taşınır mezarlığa, Belindeki kuşaktan tutup koyarlar son mekânına. Sanki toprağı yarıp çıkacakmış gibi, Başlar millet var gücüyle toprak atmaya… VE… Hiçbir şey olmamış gibi döner herkes kendi mekânına. Ve hayat devam eder, her kişi niyetine… ŞAİR MÜSLÜM TAŞ. |
gerçekten farklı bir tarz olmuş kutlarım...