DİYAR İSTANBUL
Fetih için cenke başladı serdar
Önlerinde Fatih Sultan Mehmet var Surların önünde kuruldu otağ Hoca Akşemseddin yaktı bir çerağ Aylardan mayıstı mevsim ilkbahar Osmanlı pür dikkat hem leylünehâr İstanbul olunca konstantiniyye Bir şaheser daha Türk’e hediyye Sultanlar bu şehri eyledi mamur Bulunmaz mimarîde zerre kusur Ziyâsı çok bu kentte afitâbın Avni inâyeti yüce çalâbın Ustaca yapılar dikkate şayan Encâmıda gören gözlere ayan Herbir köşesinde nakşolur sebat Zira viraneden doğdu bu âbâd Mânâ aleminde miskü amberdir Bir kutlu nidayla saklı minberdir Ey yüce hünkârım nedir bu esrar İstanbul’a ötelerden çağrı var Hilal etrafında kurulur bağdaş Vatanına küsen olur mu çağdaş Dolaşsan İstanbulun semtlerini Görürsün çağdaşlık alınterini Medeniyet burda yükselen avaz Öğrendiklerini bir kenara yaz Bir kolu sevgidir biri insanlık Sevgisi olmayan gönül viranlık İstanbul ki hazinesi aşikâr Görene bilene yaşayana kâr Bu kentte alemi cihan toplansın Çağdaşlık ışığı sönmeden yansın Denizi boğazı kulesiyle tek Her yönüyle nizam damıtan petek Kıtaları sevgiyle birleştiren Tarih sayfasına kalplerden giren İnsanlık bizi takipte aheste Çün taklidi olmaz kalır heveste Topkapı sarayı lale bahçesi Türkün güleryüzü tatlı lehçesi Ölçülmez İstanbul mislü bahâsı Gören gönüllere hastır dahası O ruhlara işler medeniyeti Ruhların tenlerle budur ruyeti Eyüp, Sultanahmet, Süleymaniye Mest olursun bütün bu mimariye Emanetler kutsal İstanbul kutsal Sende gel kendini bu denize sal Gözalıcı muhteşem bir lâmia Aynı yerde toplanır tüm câmia Dalgaların sesi kutlu besteden Küçük bir buket al bu hoş desteden Medeniyet tahtı güzel İstanbul Biz seni bulmadan sen insanı bul İhsânı bol kentim ikrâmı da bol Gel de bu deryanın içinde kaybol Cennette köşk dünyada diyar İstanbul Bir yâr arayanın yâri İstanbul YIL 2010 |