Tanıdık mısralar
bizi tanıyan çoktur bu şehirde,
ıssızlığına bakma sen; öyle çok çocuk var ki aslında her birimizin içerisinde! düşüp de dizini kanatan, arkadaşının şekerini alıp ağlatan ve inatlaşan hayatla, çoktur buralarda bizi tanıyan... bizi tanıyan çoktur bu virane evde, essizliğine bakma sen; öyle çok anı saklı ki her yerinde! resimleri karyolanın altına, sevdiklerimizi gözyaşlarımıza sakladık biz ve ne varsa bizce değersiz; silip attık bir anda! bizi tanıyan çoktur buralarda, hani bir kız çocuğu görmüşsündür kesin; aklı havalarda? yada bir erkek,uzunca boylu; uçuyor sanır kendini semalarda! hani bir kadına rastlamışsındır elinde bebeği, koşturuyor amaçsız ve anlamsız. sorsaydın onlardan birine illa ki söylerlerdi bizi; çünkü çoktur tanıyan buralarda; bizi ve bize dair herşeyi... bizi tanımayan yoktur kaldırımlarda; çok sarhoş topladık çünkü en yağmurlu havalarda. kimi zaman da bizi topladı hayat; en alkollü akşamlarda! oysa bir duble keder almıştım, cebimde ki son bozukluklarla; meğer hız sınırını aşmışım küfrederken haksızlıklara! işte bu yüzden bizi tanımayan yoktur bu sokaklarda çünkü biz naralarla gireriz en sessiz uykulara. bizi tanımayan yoktur sahipsiz aşklarda; hani sevince delice severiz ya? ondandır yürür şanımız en yabancı dudaklarda! oysa hiçbirini öpmüşlüğümüz yoktur valla! hani herkes seni anlar da; sen bir türlü anlayamazsın ya? öyle olur kimi zaman ve bilmezsin aslında herkesin seni neden bu kadar tanıdığını... bizi tanıyan çoktur bu köhne dünyada; bakma böyle acıyla dolu olduğuna! aslında öyle komik ki... asıl yüzü aynanın çok çok arkasında; bir çıksa karşına, ölürsün gülmekten ki işte buna ecel diyorlar buralarda! hayatın asıl yüzünü gören önce kendine gülüyor, sonra da korkusuna geriye bakıp da... bizi tanıyan çok saçmalıklarda ve sende tanıdın artık bak; benim izim var alın yazında! bir kez girdimi birisi hayatına, boşuna yıkama benliğini, nafile oyalanma; çıkmaz lekesi kolay kolay... unutsa da o seni sen unutma! çünkü bir tanıdık beklersin kalınca koyu karanlıklarda ve kimse sahip çıkmaz senin olan acılara! oysa elin boşluktadır ve biraz sonra; sende savrulacaksındır uzaklara. işte uzaklarda bir tanıdık ararsın umutsuzca o zaman lazım gelir bir bildik yüz; bir ses;tınısı kalmış kulaklarda! bizi tanıyan çoktur ve tanıyanların hiçbiri aslında yoktur bu mahşer ortamında! tüm bu anlattıklarım, tüm gerçeğe çok yakın yalanlarım; sarhoşluğundan yüreğimin, ne olur yargılama! hani sorulur ya inerken tabutun kabrin kucağına; ’ nasıl bilirdiniz ey inananlar?’ iyi bilmek lazım gelir; hayatında hiç karşılaşmamış olsan da! |
hayatın içinde, merkezin odak noktasında bir şiir..
..
güzel di
gönlünce