ÖMRÜMÜN DUDAK PAYI
Efsunlu gizemiyle yüzümde ki al sancı
Firari düşlerini gündüzlere sakladın Unutturdun kalbine aşka olan inancı Ateşinden korkarak külünü de pakladın Tutsağı olsun bırak ömrümün dudak payı Gözleri aştırırken gönlünde ki kotayı Cemalinde bulmuşsun yedi cihan kıtayı Yıldızlarda gezmeyi gözüne yasakladın Adını hüzün koydun bin yıl söylensin diye Elinden tuttuğun da güneş sunar hediye Özlemler ülkesinden yar’e gülümse diye Ufuklar bitiminden seraba sayıkladın Yokluk eser bağrında hayat yavan geçince Zemherin taşa tutar bahar hüzün biçince Göz kapağın kapanmaz gök kubbeyi seçince Ak pirincin içinden beyaz taş ayıkladın BOZOK kızın bağrında nevruz ateşi yandı Talihi pas geçerken nicesine dayandı Bir yiğidin döşünde kalp ritmine inandı Dönülmez bir vakit de zamansız durakladın Aliye Uyanık |
gelmeyen cümleler kurmak, camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak...
Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır