Derebir dere akıyor bir dereye, bir dere akıyor bir ileriye, bir geriye. kıvrılarak akan derenin /yolları dar, içinde siyah beyaz pullu /bir balık var. sararan yaprakların şavkı vuruyor suya, benziyor dere sarı saçlı bir kadına. kayboluyor siyah beyaz pullu balık sarı saçlı kadının ellerinde. sarı saçlı kadının elleri beyaz, /kadın düşünse biraz, siyah beyaz pullu balığı... düşünmüyor. çünkü derede çok balık var ve zaman geçiyor azar azar. balığın dünyası dere derenin dünyası deniz. dere denize akıyor zaman yavaşça geçiyor. siyah beyaz pullu balık bırakmış kendini /dereye, dere akıyor bir ileriye, bir geriye. ama bilmiyor dere , çünkü içinde balık /hep çoktu, ama siyah beyaz pullu balık /hiç yoktu. fakat biliyor siyah beyaz pullu balık nereye gitmek istediğini, arıyor sürekli derenin yüreğini bir ileri, bir geri... t.b. |