.........
kendilerine batırmak için iğneye bile kıyamazken
başkalarının kaderini insaf kıyılarından uzak çizen eller sonunu bile bile kürek mahkumları gibi müebbete gebe yaşarlar... yoktur yürekte vicdan seslerinin ne makamı, ne de bir tınısı gelmeyeceğini sanırlar adaletsiz seçimde bir gün kendilerine de sıranın... yıkarlar nidanın akıl almaz gücünü yükselen gökkubbede geceye beklerler keskin kılıç eşliğinde umarsızca şafak vaktini zaten gerili ip hazırdır boyun kıldan ince ya... hiç bir şey olmamış gibi davranır tanyeri aydınlatırken etrafı gerçek yüzlerini çıkartırlar ortaya... belki de bir ıslık sesi uzaklığında kalmıştır mazinin yorgun ayak izleri bilhassa tarih bunun örneği ya tekerrürden ibaretti... sanki tutuksuz yargının ferâgatidir avuçlarımda kanayan teni günahlardan arınmıştır korkusuz ruhu sessizce beklemeler çoğalır merasim vaktidir artık aynı hizada resmi geçit töreni gibi takılır boynuna günah halkası şimdi etekler zil çalmaz aslında dil lâl, heyecan aşar diz boyunu kutsal sayılır cehalet getirilir iki yakası bir araya dağınık bırakılan rejimin el çabukluğudur marifet vakit nedir ki... kaşla göz arası gerisi zaten teferruat... verilen karar engellenemez zaman aşımına ise hiç uğramaz atılır tüm suçu masum devrimciliğine fırlasa da yerinden sekmeyen mermi gibi vazgeçmez yinede davasından bilinçli ıskalar gencecik ömrünü itiraz etmez boşuna direniş olur tabular kolay değişmez bozuk düzen belli eder her fırsatta kendini... bundan sonra bitmez kavgası boşlukta çınlayan siren seslerinin... varlığı yeterlidir anlayana baş yine dik ve mağrur kalmadı, tükendi sanılır nesli değildir tanıyana yokluğu tanımayanadır büyük kaybı... mahrumiyeti olur her daim boşuna değildi onun çabası... |
boşlukta çınlayan siren seslerinin...
varlığı yeterlidir anlayana
baş yine dik ve mağrur
kalmadı, tükendi sanılır nesli
değildir tanıyana yokluğu
tanımayanadır büyük kaybı...
mahrumiyeti olur her daim
boşuna değildi onun çabası...
DERİNLİĞİNCE GÜZEL BİR ŞİİR DOST KAL SEVGİLERDE...