ARZ-I HAL
Doğmamış günler var hançeremde,
Gün ışığı değmemiş sevdalar... Alaca karanlıklara mahpus, Kör, köhne bir kuyunun, en dip kuytusunda, Kimsenin aşinası olmadığı, Kimselere aşina olmayan... Karun’un batmış hazinesi kadar zengin, Bir onun kadar kayıp… Midas’ın kulakları kadar (güya)sır, O’nun kadar da efsane-i garip… Kulaktan kulağa söylenmiş, Lakin kimse görmemiş… Eylülde dökülen yaprağa teselli olmuş, Nisanda açan çiçeğe meyve muştusu... Kardelenler misali zamansız açmış belki; Ama onlar kadar meydan okumuş, Ayaz yüreklerin mart kışlarına... Ne sıcağında kavrulmuş ağustosun, Ne soğuğuyla donmuş ocağın... Velhasıl çınar olmuş, dimdik kalmış, Kardelen olmuş, karlara bas kaldırmış... Volkanıymış, bilmem ki hangi dağın, Odu içerde. İnceden dumanı başını sarmış… Beyaban olmuş gönül, Bahar-i nazeninken ne çare. Ömür gülünün miadı doldu ey can! Budur yürekte çaresiz yâre… Zeynep Ünal Seslendiren :TURGAY COSKUN ] |
Yapar mıyım? :)
Şaka bir yana seslendirdiğim her şiirin arkasındayımdır zaten. Ve bu şiir de gerçekten harika bir şiir. İmgeler ölçüsünde, dil eski ve yeninin harmanı, anlatım çok çok güzel...
Ben beğendim... Yorumlara baktığımda herkes de beğenmiş...
Kutluyorum...
Siyeye çok uzun bir aradan sonra yeniden geldim. Güzel yazı ve şiirlerde görüşmek üzere...
Selamlar...