Senle Doldum Öldüresiye
Uyutmadın yine.
Sokak lambamdayım yine. Sus, ben konuşacağım bu sefer İçim acı içinde yine. Lanet olsun, öldürüyorsun hala. Hala sahipleniyor gibiyim seni. Yoldan geçerken bakanlara Beter bir bakışta ben atacak gibiyim. Gülüşün... Ardına üç nokta koyduran gülüşün... Kelimelerimi boğazıma dizen, Ellerimi tıkayan... Her ne olursa olsun, Güzeldi. Sevgim sürerken. Ve yapayalnızdım kendimi yağmurlara teslim ederken. Senin sıcak yatağında, Benim soğuk nöbetlerimde olduğum saatler dahi güzeldi. Ne seni ne sensizliği yaşattırdın, Git başımdan. Bu ülkenin siyasetçileri bile, Bu kadar çelişmemişlerdir kendileriyle. Hepsi gönül şarkılarımdan. Şu sessizliğimi gör, Ruhuz bakan silüetimi Bu cam dibinde tirtir titremelerimi. Sor nedenini. Anlatayım ezele... Sende dinle. Senle doldum öldüresiye. Ben zorundamıyım Her gördüğüm manzarada ’keşke yanımda olasaydı’ diye iç geçirmeye. Ben zorundamıyım hergece Sırf yalnızlığımı bastırsın diye Böyle hecelere gömülmeye. Ben zorundayım, Bilmem neremden yediğim bu lanet aşkı Kan kusup ciğerlerimden sökmeye. Aslında dünyada yok bizde. Çünkü her anahtar kendi kapısını açar bizde. Ya sende ? Anahtarın bir yuvası dahi yok kalende. Bende kaldım kalende, hemde kalender. Ne cilveler yiyipde kalan kalender. Beni öldürdüğün gibi öl desem, Toprak bile kabul etmez seni. Bir ben kalırım dünyada, bırak babayı anneyi Yine ben kazarım yerini gönlümde. Gösterdiğin kadar gör. Öldürdün. Sevgin katıksız zehir, mezesiz içilemez. Bende bu sayfayı yırtıyorum, Herkesin sustuğu saatde bağırmak paha biçilemez. ... |