ELLERİN KADINI......Vakitlerden bir vakit, Sene bin dokuz yüz bilmem kaç..... aylardan bağ bozumu... Günlerden bir günün ertesi... Olmaz olamz ya, canım sıkılmış, kafam bozulmuş, atmışım kendimi loş, ağır kokulu,kendi içinde kaybolmuşların ana yurdu, acayip bi mekanın yalnızlığa sığınmış, köhne masalarından birine.... Maksat,bi manada ve aslında tüm manalarda, zaten hallaç pamuğu gibi olmuş kafamızı iyiden iyiye dağıtıp,mümkün mertebe, alabildiğine uzağa göndermek,sancılı bedenimdem... Hazır ortam da müsaitken,biraz da sövüp saymak: "ulan ben böyle hayatın taa....." Zaman da inadına yavaş,anasını satayım. Ben kadehmi,daha dibini görmeden içkiyle buluşturdukça bu,insanı en aşağılanmış hislerinin içinde boğmaya çalışan mekan da daha bi ısınıyor sanki...... Atıyorum taksitlerini yeni kapattığım, bilmem ne marka ceketimi bir yana, iki yakamı ancak bi arada tutabilen kravatımı öbür yana..... Gece benim gecem.... "dağıtırım uleeen!"diyorum içimden.... Feleğin paslı çemberine takılmış, dönüyoruz da dönüyoruz zaten...... Derken bir ay doğuyor, gecenin en karanlık köşesinden. Hilal deseeen,değil. İlk dördün,son dördün deseeen,değil. Dolunay desen,hiç değil... Sen nesin be mübarek? GÜLENAYmış meğerse...... Çoook sonradan öğrendim....... Bayram merasimlerinde, şiir okuyan çocuklar gibi, heyecanlı ve titrek... Saçlarının uydurma sarısına alışamamış ceylan gözleri, aceleci ve ürkek....... Koyacak yer bulamadığı elleri, salkım saçak...... Bir de tutmaya alışık olmadığı, bedenine yedi kat yabancı, uyduruk bi mikrofon,,, Alaturka bi hava versin diye herhalde, eski modellerinden hemde, güzelim ağzını herkesten gizleyen, kocaman...... Aşina olduğumuz, acıklı şarkılardan biri..... Arka fonda, bıyıklı ve heybetli, memnuniyetleri her hallerinden belli, süzme bakışlı bir saz ekibi....... Hemen hayaller denizine dalıyorum, Gülenayı da tutup çekiyorum kolundan.... "Sen buralara ait değilsin."diyorum... Amatör bi ressamın,berbat bi tabloya yanlışlıkla değen fırça darbesi gibisin.... gözlerime bakmıyorsun...... bu lafları kimbilir, daha önce kaç defa duydun.... bende bakamıyorum gözlerine..... Hayal bile olsa, "Alıp götüreyim seni bu bataklıktan?" diyemiyorum.... "Kadınım ol!" diyemiyorum.... Hayal bile olsa...... Daha önce kimlerin kadını oldun, Gülenay....... Bizim de kendimize göre bi erkeklik gururumuz var.... İşte sen bu yüzden, burda çürüyeceksin, Gülenay...... bi ailen olmayacak..... yaşlandığında elinden tutacak çocukların....... hemen hergün ağrıyan başını yaslayabileceğin bi omuz..... hayallerin bile olmayacak, Gülenay..... gülüşün gibi onlarıda çalacaklar senden...... yüzüne bakılmayacak hale gelene kadar, hep kandırılacaksın,alemin kabadayılarınca..... artist alma hayallerine yol açma bahaneleiyle, kucaklarında oturtacaklar bi müddet...... İşte sen bu yüzden, burda çürüyeceksin Gülenay..... Hem öyle bi çürüyeceksin ki....... öldüğün vakit, mezarına koyacak bi Gülenay bulamayacaklar...... Zaten,arkandan da ağlamayacaklar.... Kabrine çiçek bile koymayacaklar...... Bikaç yıla kalmaz, toprağın da senin gibi kaybolacak........ İşte ben seni bu yüzden, şu gencecik yüzüne bakarken....... çürüttüm bile, Gülenay........ |