)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-159-)(-)(-)(
…………………………………………………………………………………………………………………………………………
Ey Felek Ey felek sen ile emr-i şerim var Şamil kardeşimi nettin ey felek Arzulayıp sılasına gelirken Bent ettin ayağın tuttun ey felek Aşıklar içinde pehlivan idi Emsali bulunmaz bir irfan idi Haddi kenarı yok bir umman idi Kara topraklara kattın ey felek Muhibbi dünyadan göçtü Şamili Ecel şerbetini içti Şamili Ruhu revan olup uçtu Şamili Netice murada yettin ey felek ………………………….. Aşık Muhibbi© ……………………………………………………. 1823-1868.Artvinİlinin Yusufeli ilçesi’nin Erkinis (şimdiki adı Demirkent) köyünde doğdu. Asıl adı Salih’tir. Küçük yaşlarda aşıklık geleneğini öğrendi. Zamanla güçlü bir delikanlı olunca da köylüleri Kaya adını ekledi. Böylelikle adı Kaya Salih olarak anılmaya başlandı. Yaklaşık 16-17 yaşlarındayken, bir suçtan dolayı yatmakta olduğu Oltu Cezaevinde gördüğü rüyada birkaç pir elinden bade içerek aşık oldu. Aynı zamanda pirlerin verdiği kadehi, Esmahan aşkına kaldırmalarıyla Esmahan göründü ve sevdiği de belli olmuş oldu. Sonra da kendisine Muhibbi mahlasını verdiler. Bu rüyadan sonra bağlama çalmaya ve türkü söylemeye başlayan Muhibbi dönemin en ünlü aşıkları arasında anıldı. Yazdığı ilk şiirini de Oltu’nun sorumlusu paşaya yollatarak affını diledi, kabul edildi.Muhibbi rüyasında görüp aşık olduğu köylüsü Esmahan’la evlendi. Ancak karısı genç yaşta öldü. Uzun yıllar çeşitli yerleri dolaşarak geleneklere uygun olarak yaşayan Muhibbi’nin Aşık İdraki ile yaptığı karşılaşma günümüze kalan önemli örneklerden biridir. Ayrıca Coşkuni, Elfazi gibi döneminin bilinen aşıklarıyla da karşılaştı. Bazı araştırmalarda Aşık Muhibbi’nin Hodlu Şamili’yle arkadaşlık, ustalık ettiği ve desteklediği yeralır. Bazı kaynaklarda ise Muhibbi’nin (1823-1868 ya da 69) daha genç olduğu ve Şamili’den daha sonra öldüğü verilmektedir. Bu anlamda usta-çırak ilişkisinden çok arkadaşlık akranlık, belki de tersi bir durum daha uygun bir açıklama olabilir. Hodlu Şamili’yle uzun yıllar süren arkadaşlığı sırasında birçok yolculuk yaptı. Bunların en ünlüsü vapurla İstanbul’a gitmeleri ve orada karşılaştıkları olaylardır. Muhibbi, bir keresinde söylediği hicivlerden dolayı İstanbul’dan köyüne yollandı. Ancak daha sonra birkaç kez daha İstanbul’a gitti. Aşık Muhibbi’ye ilişkin Adil Özder’in »Yusufelili Muhibbi, Hayatı ve Deyişleri« (1940) ve »Muhibbi ile Esmahan Hikayesi« (1976) adlı araştırmaları bulunmaktadır. KAYNAK:© BeKa Sitesi ……………………………………………………………………………………………………………………………………. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-159-)(-)(-)( …………………………………………………………………………………………………………. Büyük saz ve söz ustalardan biri olan Artvin’li MUHUBBİ,çok sevdiği can dostu,akranı,arkadaşı ŞAMİL’i ölünce,onun ardından yukarıdaki eseri yazmış ve söylemiştir.Ben de naçizane MUHİBBİ’nin ardından aşağıdaki eseri yazdım.Her iki ustayı da rahmetle YAD ederken,kabirleri nur,mekanları cennet olsun diyorum ………………………………………………………………………………………………………… Kader seni haldan hala soktu dost Muhubbi’yi yere çaldın sen felek Ömür boyu ne acılar çekti dost Bir onulmaz derde saldın sen felek Kaya Salih mapus oldu bir zaman Rüyasında bir kız gördü pek yaman Paşam dedi medet sende el aman Muhubbi’yi nasıl buldun sen felek Affettirip mapuslardan çıkardın Esmahan’la evlendirdin süperdin Sonrasında niye geldin, apardın Esmahan’ı, ondan aldın sen felek Pirler bade verdi içti coş oldu Aşıklık tahtına erdi hoş oldu Çıktı meydanlara bir ateş oldu Bağrını ataşla deldin sen felek Aşık İdraki’yle söyleşip durdun Coşkuni,Elfazi buy/run diyordun Lakin Şamil’i yi çok seviyordun Muhubbi ağladı, güldün sen felek İstanbul’da bile söyleşmiştin sen Şamili’yle birlik eyleşmiştin sen Sazını hûşuyla çağlatmıştın sen Sonunda onu’da buldun sen felek Bu felek anında bilir hastayı Hep yalnız başına yermiş pastayı Saygıyla yad ettim büyük ustayı Aşık Lüzumsuz’u bildin sen felek Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |