BİR ÜSKÜDAR HÜZNÜÜsküdar’da akşam Hafiften yağmur çiseliyor Saçlarımda yağmur damlaları —üşüyorum Bir martı tiz bir çığlık attı uluorta Eminönü’ne giden son vapur da kalktı iskeleden Bu son akşamdır —biliyorum Ne yağmur ne vapur ayırır gözlerimi gözlerinden Üsküdar – harem arası İki kötürüm kuşun Kızkulesi molasıdır Sürgün bir aşığın son vedası Akşam denize iner İstanbul’da Ay karanlık Gece gri Denizse alabildiğine mavi Her deniz feneri Masum bir kelebek gülüşüdür akşamları Dalgalar durmadan şarkı söyler Köpüksüz sevdaların kıyılarına çarparak Hem kim demiş “Akşam erken iner mapusaneye” Bu son akşamdır —biliyorum /hüzün diyorsan; Bırak öylece kalıversin ağlamaklı gözlerimde Ne ellerim ne de yüreğim Bir kez olsun değmemişse sancılarına Bir kez öpmemişsem acılarını kelimelerimle Bırak öylece kalıversin ağlamaklı gözlerimde —hüzün/ Avucumda hoyrat bir gül dikeni Boyuna kanatıyor yüreğimi Öfkeli korkak acemi Çocukça bir hüzündür bu benimkisi Son akşam Son hüzün yani… Ah İstanbul! Kaçıncı aşığınım ben Hadi söyle Sana vurgun son sevdalı olduğumu Söyle Ey karanfil kokan Üsküdar Ey hüzünlü deniz Hüzün diyorsam; Ayrılık hüznü Hüzün: Ayrılık kadar acı Ayrılık kadar kangren… SALİH UÇAK |
kaleminden yine inciler damlamış...
çok güzeldi ...selam ile..