HASRET ÇEKEREM
Anlatayım şehrimi, bilmem nesiyle.
Diyarbekir divanı, hoş bestesiyle, Eyvan gecelerinde, cümbüş sesiyle, Söylenen türkülere, hasret çekerem. Taşı karadır, yoktur bahtında beyaz. Aramakla bulunmaz, mevsimi hep yaz. Karacadağ’dan sonra mesafesi az, Varılan memlekete hasret çekerem. Hatunkastalı’ndaki dut bahçesinde, Avludaki çardağın, o gölgesinde. Misafir odamızın, baş köşesinde. Serilen döşeğime, hasret çekerem. Kaybolurum diye telaşlanmadan, Küçesinde ürkek, ğerib olmadan, Tanrı misafiri, kapı çalmadan, Girilen avlulara, hasret çekerem. İlkokulda giydiğim lastiklerime, Sarı beyaz defterim, kalem, silgime. Kolalı yakalığım, ak mendilime. Simsiyah önlüğüme, hasret çekerem. Yıldızın arkasında top oynamaktan, Kırklardağı’ndan seni seyre dalmaktan, Paket taşlı yollarda, volta atmaktan, Yorulan gençliğime hasret çekerem. Kimi farklı yapıda, başka dinlerde. Kimisi içimizde, komşu evlerde. Kardeşçe yaşamaya, o gönüllerde. Örülen sevgilere, hasret çekerem. Acılar da bizim, güzellikler de. Beraber eğlenirdik, mutlu günlerde. Deliloda, halayda ve düğünlerde, Vurulan topuklara, hasret çekerem. Demet yapıp güllerden, başına taksam, Keçi burcuna çıkıp, gölgene baksam, Diclemin sularıyla gönlüne aksam, Kurulan keleklere, hasret çekerem. Olan malım mülkümün, hepsini satıp, Aile efradımı, önüme katıp, Bir ana şefkatinde, koynuna yatıp, Okunan ninnilere, hasret çekerem. Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK |