FERHATLAR FERHAT KALSINgülüşün yasak meyvasıdır sevdanın ayartıcı ellerine atar beni şeytanın her adımda bin habil öldürürüm binlerce kez kendimi an gelir gülüşün kement ürpertilere bulutlara uçurur beni coşkular damıtırım hüzünlerden sığmaz buğu hafifliğine türkülerim göz kırpar bıçaksırtı dorukları dağların döndürür başımı yalnızlığı uçurumların sellerin okyanuslara vurgun gümbürtüsünde aşkı çoğaltmak ta var ya sevda beşiği yüreğin kolayı seçer bir kez daha kalırım hain yangınların orta yerinde ki dört yanda ihanet çemberi çatal dillerde meyva veren itiraflarla kan ter içinde ışıltılar ve çığlıklar / boşluklarda -promete bir kez daha çarpar çirkin suratlara gözlerini- yıldızlar kayar dipsizliğinde kuyuların ve ben düşerek koynuna dağların bir yarpuzun taç yapraklarında açarım gözlerimi fısıldarım tomurcukların nabzına sevdayı başlar uğuldamaya volkanlar derinden derine ve denizlerin zincire vurulu homurtularıyla selamlar uçar rüzgar dilinde yalçınlara alacağın olsun kara gün güvercin şiirlerle güneşi çağırmak göklerine boynuma borç olsun ey çığlıkları geceyi kanatan kerkenezim yaşanmamış günlerin acısı yırtsın ufukları sevdaların hışmıyla sallansın yürek başları ve ferhatlar öylece ferhat pirsultanlar yine pirsultan kalsın tükür kendini devaynalarından alamayan cücelerin komik telaşına kavgalarla yol olur sırat tomurcukların nabzını patlatırken çığlıklarım silerek kulaklarından keremin mızmız sesini çekileceksende örümcek bacaklı sehpalarda darlara dev senfonilerin tınısına katmalısın nefesini ve son şarkı değildir bu bekliyorum seni... Mikail Dağlar |