NEREDESİNİZlimanı belirsiz gemilerden kurtardım kendimi bulut kanatlı rüzgarların vadettiği yalancı cennetleri gördüm terkediyorum artık çorak yüreklerin kördövüşlerini demir kepenklerini eritmeye çalışıyorum her gün paslı yüreklerin karanfil kokan sevdalarla bir keşiş sabrında umutlar işliyorum yakama kendimi ölümlere mahkum ediyorum bütün ufukları dalgakıranlarla çevrili yaşamlar gördüm korku tanrısının plastik fantastik armağanlarına hapsolan insanlar şatafatlı törenlerle cellat yalanlara sunulan sevdalar gördüm cinayetler gördüm alkışlar eşliğinde kutsanan çocuklardan başka kurbanı olmayan savaşlar gördüm kendimi ölümlere mahkum ediyorum beynimi kendi bedenime düşman kıldım hapsettim sevdiğim bütün tadları düşlerime kuşandım tepeden tırnağa umutlarımı bir mum gibi erirken bedenim yastığımın altına gizledim ölümü kendimi ölüme mahkum ettim bütün ölümleri kendime seviyorum yaşamı çocuklar kadar ve ondan vazgeçiyorum sevda uğruna yaşam uğruna alayla bakıyorum dünyaya umutla düşününki toprağın şehvetidir yaz yağmurlarında kokan yaşama sevincidir kucaklayan aşkın hırçınlığıdır tufanlar ama aşkın ve ben iki arada bir derede ben vurgun ben dümensiz gemilere çizilmiş rota göğüs cehenneminde volkanlar besleyenim bir fitil gibi ateşlemem bedenimi bundan yüreğim atmasada olur ölmem insan tükenmedikçe ben yutkunmalara katık edilen görüntülerime duyarsızlıkları örtbas etmenin telaşı acımalar zehir zemberek kinleriyle ölüme bel bağlayanlar belli ya siz neredesiniz ey insanlar Mikail Dağlar |