Kara gözlerini mahbes eden ruhun gözyaşı Bir nazarın var ki, her dem tenimin yakısı ‘’Ebr-i nisan’’ olsa söner mi gayrı Sanmam; sanmam ya sevgili!
Demelerimi aldım heybeme gidiyorum işte Yokluğuna feryat avazım çıktığınca heyhat Fasılasız yazıyorum nisyana düşmeden akıl Ve yazgıma ram Dil ucu sualleri ısırıyorum kan kırmızı Kağıda dökülen kalem ucu ağıtları Sevi siyah pelerinli asi, akmaz kalem ucuna Boyunduruğa alınan, mazgal ardı okuntu
Sen patlamaya duran öfkenin adı zakkum çiçeği Üstüme üstüme geliyor zincirinden boşalmış yan Parça parça hayâllerim Takılıyor diş aralarına gençliğimin yalvarışları Islıkların makamı hüzzam Gölge ortasına düşen gömleğin arkadan bağlaması Beyazında çıldırışların titreyen uzuvları Muhayyilenin tasavvuru İpekten gülüşlerin anaforu İçine çekilen gayya, üstüne kapak ve paslı sürgü Ressam tuvalinde çığlığın ala-bula resmi Tükenişlerin yansımasında fırça darbesi Paletten fışkıran renklerin armonisi Hezeyanın rengi ey sevgili! Nerdesin …Neredesin
Cevapsızlık; pranga zamana gittiğinden beri _Bak ! Kaç kestane mevsimi geçti Saymadım…Sayamadım Gözlerim bekler ebr-i nisanı Dil ucuna dokunuşlarında zehre keser söz Yazıtların ortasına düşer kim bilir Çıkarır yokluğunun acısını savurur öfkesini Usul usul Titretir hakikati gün ortası Zerk edilir tene yokluğunun şırıngası Gözler kapanır kuş tüyüne döner çivili yatak Yokluğuna gam tutmaz Muhayyileci benlik
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
EBR-İ NİSAN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EBR-İ NİSAN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sen patlamaya duran öfkenin adı zakkum çiçeği Üstüme üstüme geliyor zincirinden boşalmış yan Parça parça hayâllerim Takılıyor diş aralarına gençliğimin yalvarışları Islıkların makamı hüzzam Gölge ortasına düşen gömleğin arkadan bağlaması Beyazında çıldırışların titreyen uzuvları Muhayyilenin tasavvuru İpekten gülüşlerin anaforu İçine çekilen gayya, üstüne kapak ve paslı sürgü Ressam tuvalinde çığlığın ala-bula resmi Tükenişlerin yansımasında fırça darbesi Paletten fışkıran renklerin armonisi Hezeyanın rengi ey sevgili! Nerdesin …Neredesin
Gittiyse bulmak zor dostum,postacı kapıyı bir kez çalıyor.......
Gözler kapanır kuş tüyüne döner çivili yatak
Yokluğuna gam tutmaz
Muhayyileci benlik
şiirin iklimi alıp götürüyor okuyanı
başka mevsimlere
üslubu ve akıcılığı ile hayranlık uyandıran usta kalemi kutlarım
saygıyla...