Soytarı
Saplantı saplantısına saplanmıştı
farkında değildi sağlam sağduyuya sahipti sol görünümlü sığlığı sığdıramadı usuna sorgusuz kavgasız yargıya vardı kararsız yararsız bilgiyle donandı donanma zabiti sandı savladı kavradı tavladı tavlanmadı dipsiz kuyuya daldı habersiz posta katarı bekledi pulsuz zarf açtı gün boyu adımsız yollara baktı beklentisiz sevilmek korkusu yaşadı sevmeyi denedi sevdalanmadı hiç kara kara baktı gökyüzüne yıldızları saydı gün boyu geceye sakladı düşlerini uykusuz düşürdü gülüşlerini çaresiz gözyaşlarını tesbihledi ve süphanallah! dinledi dinle din bulanık sularda yüzen istavrit gibi tedirgindi gözleri heryanı çepeçevre balçık denizi yaprak kıpırdasa deprem olurdu yüreği çaprazlama bölünür ateş solurdu solgun yorgun dolgun memeleri vardı kehribar başlı sağaltılmamış mürdüm eriği tarçın kokuları gezinirdi dilinde karanfil dudaklarına deyince güneş tozu kısrak gibi sabırsız ceylan gibi huzursuzdu kendince tam hep kusursuzdu narsızdı ama arsız değildi kendini beğenmiş kendinden malum alim vede zalimdi kendisineydi zulmü çokca zulmetti sevdiğine velhasıl kadim dosttu eskimeyen post yenilenmeyen yinelemeyen türküydü çılgın bir ıslıktı korkulu gecelere yoldaş soydaştı soyut bir tablo gibiydi yüzlerce anlam yüklü ebem kuşağıydı o göbek bağımdı düşlerimin doğurganlığımdı savurganlığım yoğunganlığımdı mayalanmış hamurumdu umud fırınında ateşle sınanmaya hazırlanmışlığımdı eli elime değmeden döküldü derilerim birden kavruldu dilimde sözcüklerim cümleleşmeden kem küm lam cim demeden cümle alem gülsün deye bir soytarı yarattım sahneme fırlatılan öpücüklerden bir soytarı yaşattım maskelerle örülü bir soytarı öldürdüm alkışlara gömülen bir soytarı anımsadım krallara aşık atan kabirleşip anıtlaşan bir soytarının öyküsü okunur şimdi deste deste destanlaşan destanlaş destan laş dest destur! Volkan Kemal |
Tebrik ediyorum..