ŞemsineTutuşmuş Zülfü-Yar
Kırmızı siyah mürekkebim can çekişiyor,
Pervanesine tutuşmuş kalbi inkilap yaşıyor , Taşı toprağı deliyor nazenin filiz yol istiyor , Gönlünü rüzğara kaptırmış,ne ararsan var , Haykırıyor pervane ! biz yapmıyoruz , ”O ” yapıyor Sen sokağı ömür , ben gezeni ömrün , Gizli bir alev salkımı düşürüyor içine , Zaman geçiyor ışığı tutulan ufkun , Milyonlarca dalga ,milyonlarca kabarcık , Karlar altında donarken ateş için de yanıyor , ” Çekirdeklerdir sinelerinde ,çınarları besleyen ”, Hani ! mum içinde ateş altında ufku seyrettiren , Kelebek ömrü kadar ,kısa süreceğini bilse de , Zülfüne çoğalsa da, siyah dokunuşlar Razıdır gamına züftüne pervane zülfü_yar Mecalsiz akıl ,sinedir tutuşan , can bezmi alem , Kanunu can, bezmi elem yağmurunu besleyen , Tane ,tane ,nare,nare, ince, ince ,ağır ,ağır eriyor , Zülf_i yar’e kısmeti kördüğüm olsa da , Yılların tatlı su kaynağı kapısını aşındıran Mecalsiz özlemler akıyor baharın güzelliğine , Oysa ! güzeller güzeli sofrası ,güzellik için de , Kelimelerin sütünü , kaneviçe işliyor ışığa , Cemresi kitap gibi ,ömürlük ilim öğreniyor , Bütün hücreleri bir beden gibi hissediyor , Bilir sudaki pırıltı izi onu sonsuzluğa götürecek , Bilir bir avuç tuz , bir okyanus suyu zehirliyecek , Bilir pervanesi ak üstüne karalar bağlamaz , Bilir erimek, tekrar dönüştür kendi külüne Bilir’pervanesi şemsine tutuşmuş ” zülfüyar. Gülay GÖKTÜRK . |