HAPİSTEN ANAMA MEKTUP
bir sonbahar günü idi.
sabah saat sıfır altı elimde bir kitap kitap kitaplar içinde yasaklıymış her yer sarılmış ürkütücü korkunç sesizlik içinde memleket yollara barikat kurulmuş içlerinden biri yakalan diyordu gözlerim irildi korkudan kaçtım günlerce beni aradılar dağlar evim oldu taşlar yatağım diken yastık oldu, türküler kardeşim Yankılanır sesim şu dağlarda anadadan bacıdan ayrı hasretin oku mıh gibi girmişti yüreğime sakalarım saçım uzamış kir pas içinde elimde cıgaram her nefes çekişimde yanardı çiğerim gözlerim dolardı ah anam bu hasret bu çile nedendir biz kime ne yaptık ki hangi cana kıydıki bizim sevdamızdı memleketi emekti bayrağımız hürriyetti bizim kavgamız biz kime ne yaptık ah anam mavilikler düş düşünceler prangalı yasak koydular düşüncelere onurlu olmak yasak yasak vatanı sevmek bağımsızlık istemek insanca sarılmak kardeşlik yasak yasak olmuyan uşaklık hayvan olmamız istendi anam ne yapsam etsemde kurtulamadım bir kuşluk vaktiydi yakaladılar attılar beni mapusun en kötü hüçresine dört bir yanıma sardılar dikenli teli günlerce dövdüler beni aylarca eziyet ettiler kırdılar elimi ağağımı dilime dilime damga vurdular dönmesin diye saçımı sakalımı yondular itiler beni karanlığa karanlık bir hüçre mekanım oldu onbeş ay doldu üç gün sonra avluya çıkacakmışım gençliğimi çaldılar anam aldılar elimden kitapları kopartılar çiçekleri düşleri fikirleri yaşıyor oğlunun ağlama ağlama anam geleceğim sana hem de elimde devrim meşalesi ile yakacağız bağımsızlık ateşini yeniden arın terini taşıyacağız zafere özgürlük bayarağını dikeceğiz dikeceğiz anam vatanın her karış toprağına o gün çok yakın ağlama geleceğim sana kırmızı bir gül ile ve avuçlarının içine kıp kızıl güneş bırakacağın aydınlık yarınlar için İRFAN KÖKTEN |