EY KOCA ŞEHİR
Susma ! Yalnızlığımın başkenti.
Susma Ey koca şehir. Kaldırımlarında ki ayak seslerin ne kadar sessiz bugün. Kim böyle içten içe yürüyor. Yakışmıyor sana bilesin. Sen ki, suskunluğu yırtıp kaldırımların soğukluğunu yüzüne çarpansın. Sen ki, annemin yaptığı tarhana çorbasının içine zehirler katansın. Ben ki, gidenlerinin ardından yüreğimi ısıtacak bir yer arayanım. Ben ki, o zehirli çorbayı tıka basa dolduranım içime. Ne oldu pişman mı oldun şimdi. Ne gidişlere şahit olduk seninle. Kaç aşk koşar adım kaçtı sokaklarından. Kaç ayrılık ceketini alıp çıktı sınırından. Susma şimdi, anlat. Bir sen kaldın geride birde ben. Nazamı çekiyorsun kendini güneşi gri binaların ardında saklayan. Biliyorsun ! Kal diyemedik hesapları bize borç kalan sevdalara. Susma hadi anlat ! Ödemeyemedik sadaka sevdaların vaatlerini. Yalnızlıkları erteleyemedik başka bir günün sabahına. Gözlerimden akan yaşlar hiç bu kadar yakışmamıştı bana. Hadi gülümse şimdi en fotojenik bir yalnızlık çekiyorum sana. Nüfus kağıtım nerde ey koca şehir. Sen olmadan hiç bir yaşıma basamayacakmıyım. Hayalini kurduğum tahta kulubeyi kaç panzerinle yıktın. Hiç doğmayacak çocuklarımı hangi gecende düşürdün. Baba çığlıklarını yetiştiremedi bana doğmamış evlatlarım. Söyle susma hangi kaldırımın çukuruna attın onları. İnsanların neden bu kadar acımasızlaştılar. Bak bu gecede saati 5 ettim. Hangi minareden yükselen ezan sesi şahit oluyor bana. Hadi şimdi kapat/sana gözlerimi. Sürgün et beni en koyu rüyalarına. İyi uykular yalnızlığını içimde boğan EY KOCA ŞEHİR.. Gökhan SARI |