Ateşin koruna, gülün dikenine değdi elim
Ne zaman akşam olsa dağlı bir çiçek
ve yaralı bir kelebek gelip hüznünü döker sancılı yüreğimin üstüne... Sonbahar rüzgarları eser yaralarımda ömrümün hazan defterinden yıldızlar kayar buğulu gözlerimde dağ dağ duman, boğazımda düğüm, başımda gam yanık türkülerle hicranını dağlar sinem alıp götürür hasretimi uzak diyarlara.... ... Oy gadasına, belasına yandığım hayat, oy bezirgan susmak acıtıyor dudağımı, göğsüne düştü başım hangi uçurum kaderim benim, hangi dağbaşı yalnızlığı hangi karanlığın kirpiğinde titreyen gözyaşıyım de bana... Ben ki, hicran ağlarında bülbül, hazan bağlarında gözü yaşlı gülüm ah çeken bir anne’nin gözlerinde mendil bütün mevsimlere ağlayan eylül’üm Karlar yağdı gönül şehrime rengini terk eden solgun gül gibi kaldı ömrüm cemrenin toprağa vurduğu, gülün yaprağa durduğu zaman geçti çoktan sızılı bir bedendir artık yaşamak ateşin koruna, gülün dikenine değdi elim... Ben ki, her kuyuda bin Yusuf... her hasrette bir Züleyha’ya yangınım... her sahrada bir Mecnun her çölde bir Leyla’ya dargınım... Kırık - dökük hayallere sarıp umutlarımı, uçurumlara yuvarladım geceler boyu çıkışı olmayan kuyulara savurdu beni rüzgarlar bütün iklimlerin bulutları gözlerimde birikti düşmedi bir damla çağlayanlara... Yıkıldım işte ey hayat kırgınım, dargınım! zalimlere de kalmaz bu dünya bilirim gözlerimde avuç avuç şiir yaraları bileklerimde kelepçe kıramadım zincirin son halkasını ne deyim ahh! gül yürekli civanım çok uzakta kaldı… Kırıldı duygu ağacımın ince dalları bıraktım yapraklarını savrulsun kendince anladım ki, bastığım bütün topraklarda silinmiş ayak izim hangi taşa dokundum kanadı, hangi pınara baktım ağladı gözlerimle öptüm geçtiğim bütün uçurumları bir bir ihanet yüreğe saplanmış bir hançer bilirim... yürek enkazımın altında kaldı yaslandığım duvarlar yıkıldım işte ey hayat, kırgınım, dargınım! yere çaldım kara bahtımı... İçimde kaynayan bir mahşer var cangülümü yitirdiğimden beri gamdan dağlar kurmuşum yüreğimin üstünde ah! zaman defterini kapattı, dört mevsim kış oldu ömrüm… dünyanın bütün acılarına gözlerim ağlıyor şimdi Varsın menekşe gözlü çiçekler boyun eğsin yenik sevdama umurumda değil artık dağlı çocukların karbeyaz gülüşleri ah ben ki, öylesine perişan, çaresiz, öylesine kimsesiz yaşıyorum karanlıklarda, fırtınalarda, boranlarda kaldı hayallerim içimi açacak, elimi uzatacak kimsem kalmadı derdimden başka! ... (*) tanrım tanrım beni niçin terkettin! Nuri Can www.nurican.com (*) hristiyan inanışına göre Hz. İsa’nın son sözü . |
Yürekten kutluyorum...
Selamlarımla...