kemirgen
...
sen kalkıp gittiğin zaman paydos zilinden sonra çocuk püskürten okul kapısı gibi özlemeler savuruyor üstüme aşk sen gidiyorsun ben bomboş kalıyorum içimde gezen yalnızlığın ayak seslerinin yankısı tırmalıyor bedenimi dışarı çıkmak istercesine sen gidince daha çok tırmalıyor içimdeki kemirgen daha bir derine saplıyor tırnaklarını ve ben en çok gece olunca çıkıyorum sokaklara gündüzlere maskem yok benim korkuyorum insanlardan korkuyorum sen sanılmaktan içime hapsolmuş bu kemirgeni onların gözü önünde doğurmaktan korkuyorum içimin astarına tırnaklarını acımasızca saplayan bu kemirgen sana şiirler çiziyor içimin iç yüzüne benimle beslenen bu kemirgen büyüdükçe ufalıyorum omuzlarım sarkıyor başım önüme düşüyor eteğimin kenarında kıyısında ne kadar umut varsa ben sallandıkça saçılıyor oraya buraya beni bulmaları için arkamda bir iz bırakırmışçasına tek tek dökülüp kalıyorlar sanki bu kemirgenin doğması için benim ölmem gerekiyormuş gibi ufalıyor ve ölüyorum kimse takip etmiyor umutlarımı tanımıyorlar toplamıyorlar bilmiyorlar üstüne basıp, geçip gidiyor herkes sen yabancı oluyorsun bir tane fazla oluyor herkes ben yalnız kalıyorum ben yalnız kalıyorum İbrahim Sarp Baysu Siz şiirlerimi okurken ağlıyorsanız ben yazarken ölüyorum... sR___ Çizim: Ben |
bir yüregi ugurlayış yalnızlık mevsimi hüznün rengi gibi
muhteşemdii saygılar