Topuk Dikeni
Dolaşır karanlığı yakmadan elde çıra
İçindeki dehlizler duyarlar ara sıra Kanatır yerdekiler erken çıkarsan kıra İltihabı yapmadan durmaz çakır dikeni. Toplayıp umudunu başka baharı bekle Devran hep aynı döner itiraz etme şekle Kokla güzel havayı bir çiçek de sen ekle Sevmek istersen gülü acıtır gül dikeni. İnsan kendi ininde kış uykusuna yatar Market işletir sanır geceyle gündüz satar Uyanır gafletinden gerçeğe rüya katar Yalın ayak gezeni yakar deve dikeni. Asırlar ötesinden feryadı herkes duydu Kızgın güneş altında buz varmış gibi buydu Alem toz duman olmuş yollar mecnuna uydu Çölde Leyla ararsan batar kaktüs dikeni. Ağustos böceğine ses verir ulu çınar Uğuldatır kulağı bakar etrafın sınar Çoğalınca ormanlar tepeler dolar pınar Başıma taç etmiştim fidanımı dikeni. Çadır yok ise eğer üste örtülür savan Çıktıkça çık yukarı sınır olmaz ki tavan Elde dokunmuş kumaş kime böylesi havan Hep yüreğimle sevdim elbisemi dikeni. Şantiyeye çevirdi dokunulan asası Bazılar nimet dedi toplu konut yasası Bağlandı deste deste para doldu kasası Millet vekili etti apartmanlar dikeni. Önce tamam diyerek sonra kavlinden cayıp Uzaydaki deliğe yıldız misali kayıp Meydanlar boşalınca ölüyü diri sayıp Atamadım bir türlü topuktaki dikeni. 21.03.2011 Ahmet Çelik CEYHAN Saat:22.20 |