)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-132-)(-)(-)(
…………………………………………………………………………………………………………………………..
Bir Aşk-ı Şevkiyle Bir aşk-ı şevkiyle bakın dağlara Sararıp yaprağı solmada mı dır Devrolmuş devranı çevrilmiş çağı Eceli yetmiştir ölmede midir Dağlar ıssızlaştı yurdu boş kaldı Aktı gözlerimden kanlı yaş geldi Dinle arkadaşım vademiz doldu Ayrılık zamanı gelmede mi dir Sinsisinden seda verip uyanmaz Şenliğiyle mal davarı yayılmaz Kışın dağlar ömrü günden sayılmaz Tipi eder rüzgar boğma da mıdır Yüksek cebellerin zamanı geçti Soğuk geldi burdan yaylalar göçtü Sefil Heyran bize ayrılık düştü Nam eyle bir haber alma da mıdır :::::::::::::::::::::::::::: SEFİL HEYRANİ :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: 1890-1958. Artvin’in Yukarı Hod (şimdiki adı Yukarı Maden) köyünde doğdu. Asıl adı Muhammet Işıkdemir’dir. Bazı kaynaklarda doğum tarihi 1898 olarak aktarılmaktadır. Ancak kesin bir bilgi bulunmamasına karşın 1. Dünya Savaşı (1914-1918) dönemindeki seferberlik dolayısıyla Beyşehir’e göçtüklerinde yaklaşık 20 yaşlarında olduğuna göre doğum yılı 1880’lerin sonlarına doğru olmalı. Aşıklık geleneğini küçük yaşlardan itibaren öğrendi. Bağlama çalmasını bilmemesine karşın, yörede sesinin güzelliği ile tanındı.Döneminde birçok aşıkla tanışıp dostluk kurdu ve onlarla deyişmelerde bulundu. Ancak bu örnekler yazıya geçirilmeden zamanla yitip gitti. Ayrıca oğullarıyla da deyişmeleri oldu. Asıl mesleği demircilik olan Sefil Heyrani, deyişlerini genellikle doğaçlama söyledi. Kendi türküleri dışında Hodlu Şamili’den Aşık Sümmani’ye dek birçok aşığın türkülerini de söyledi ve sonraki kuşaklara taşınmasına yardımcı oldu. KAYNAK:© BeKa Sitesi ……………………………………………………………………………………………………………………………………….. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-132-)(-)(-)( …………………………………………………………………………………………………………………………………………. Bir can-ı gönülden bak Lüzumsuza Dünya’da ki vakti dolma da mı dır Sararmış olmalı siması, benzi Kuru yaprak gibi solma da mı dır Der ki bu Dünya’ya gelmişiz madem İnsanlık hayrına çalışır her dem Lüzumsuz ki böyle bir garip adem Ham meyveyken şimdi olma damıdır Bir halden bilmeze gönül verip de Sevda denizine dalıp, girip de Kolun, kanadını böyle kırıp da Dökülen saçların yolma da mı dır Oysa şu ömür ne kadar kısa Ey dilber hele bak kulak ver sese Aşkına karşılık bulmuyor ise Bu yüzden kahırla dolma da mı dır Bu Dünya’nın bin bir çeşit hali var O yüzden de bir hasırı, çulu var Mal mülk için koca insan seli var Toplanma borusu çalma da mı dır Fit olanlar pek çok dolar,Avroya Yalaka,ihanet girer devreye Acı acı gülüp bakıp çevreye Gördüğünden ibret alma da mı dır Lüzumsuz bu senin halin nicedir Güneş doğar amma zaman gecedir O büyük gördüğün devler cücedir Doğruluk ipini salma da mı dır Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |