BOYNU BÜKÜK
Hasretim çığlık atar, tükenmez hiç damlalar,
Yorgun düştüm zamanda, mecâlin boynu bükük. Murat yığmaz bir türlü içimdeki yaylalar, Yorgun düştüm ummanda, hilâlin boynu bükük. Ağlıyor için için aşka durmuş güfteler, Güllerin çiylerini hep neşesiz desteler, Neylerim inler durur, karanlığı besteler, Kırıklık var kor canda, melâlin boynu bükük. Sürek avına çıkmış insan yiyen cellâtlar, Saflarını kurmuşlar, şafak yıkan maksatlar, Zamanın kıskacında ölüyordu muratlar, Dünya denilen handa, ahvâlin boynu bükük. Derinleşir durmadan kabuk yapmaz yaralar, Mısra tutan ellerim şimdi beni paralar, Yollardan yol bulup da yanamıyor çıralar, Şiir yaktığım anda, leyâlin boynu bükük. Neylerimin sırları çözülmedi bir türlü, Bülbüllerin figânı sezilmedi bir türlü, Segâhların efsunu süzülmedi bir türlü, Dolaştım hep hüsranda, zülâlin boynu bükük. Kalplerin ortasına dökülüyor mâtemler, Dillerin aynasına ekiliyor sitemler, Her geçen gün durmadan çekiliyor meltemler, Erittiğim dermanda, şimâlin boynu bükük. Ruhumda oluşuyor karanlığın cinneti, Yanamıyor canımda ışıkların rahmeti, Hüzünler toplanıyor, bozduruyor cenneti, Çürütülen ormanda, ikbâlin boynu bükük. Kuruyor bahçelerde umudun çiçekleri, İnleyen gecelerin ağlaşır emekleri, Oluklar hep kapanmış, titreşir dilekleri, Kızarttığım harmanda, nihâlin boynu bükük. Siyaha akıyordu gördüğüm rüyâlarım, Katranı yakaladı ördüğüm hülyâlarım, Köpüksüz kalıyordu kardığım deryâlarım, Bülbüllerim hicranda, hayâlin boynu bükük. Getirmedi ufuklar dönülmez akşamımı, Ömrüm çığlık atıyor, yıktı serencâmımı, Gökyüzü kurşun gibi, dindirdi bayramımı, Bugün sararan tanda, kor lâlin boynu bükük. |
Tebriklerimle...