Aşk Üç Kişiliktir; Sen Ben ve Sevgilin.
Bilseydi senin varolduğunu Piri Reis;
yaşadığın yeri haritasına dahil etmezdi.. Bilseydi senin varolduğunu George Bush, Girerdi elbet bereketli topraklarına.. Küçük bir gezintiyle keşfettim hazineni, Mavi gözler ve diplerine kadar sarı saçlarını.. Bir o kadar da tombul yanaklar ve orantısız dudaklar.. ve de upuzun parmaklar; dolma kalemim misali.. Sen güldüğünde martılar ağlar ege denizimde, Vapurlar durur, suya gömülür ve taşar ege denizim.. Şakaklarımı dondurur kuru bakışların.. Ağlar da giderim terkettiğim odama.. Suskun gözlerim seninle oldu şelale. Ağladıkça güldün ince uzun yarine.. Ondan sana yar olmaz dedim.. Defolu çektin bana affolmamak üzere.. Seviyorum dedi dudaklarım; Açıla kapana.. açıla kapana.. açıla kapana..!!! Sarıldın biraz.. ve gittin ince uzun yarine.. Ondan sana yar olmaz papatyam dedim.. Tek tek yoldum ince ince.. Seviyor çıktın.. Yine kandım falına ey papatyam.. ve kulağında papatya ile çekti tanrı resmini.. bana yolladı ege denizinin ağlayan martısıyla.. şaire posta var, şaire posta var dedi üç kere.. hayır yalan söyledim iki kere dedi.. ve gitti.. Sevgilin emanet eylemiş minik kulağına papatyayı.. Ağladım.. Ama şanslıydım.. Yalandı martıya söylediğim; Sevmiyor çıkmıştı falında ey saf papatyam..! Seninle pembe bir ev düşleyen bir erkek bulabilir misin? Bulabilir misin gökyüzünde otel kiralayabilen bir abazan! Gökyüzüne kemanist ve piyanist kim çağırabilir? Kim şiir yazabilir sana tango yaparken? Hepsini yapmıştık seninle nur yüzlü fahurum.. Sarı kedim.. Kahvaltı hazırlıyordun mutfakta.. ve ben belinden sarılmıştım.. tango başlıyordu dudaklarınla.. sana yazdığım kitapları eline vermiştim.. seni seviyorum diye bağırarak kıskandırmıştın kanaryaları.. kumruları..balıkları..timsahları ve zeytin peynirleri.. ERAY DEDİK |