DUYMADIN FERYADIMIKeman yayında çekilir yüreğimin garipliği Bir ayrılık hikayesini anlatır nağmeleri Tuz-buz olurken ruhumun düşleri Bir ben yanarım, bir de sigaram Yargısız infazıma, kırarken kalemini Duymadın, duymadın feryadımı... Şimdi keman yayından çıkıyor son perdenin son nefesi Ben seni sevmekten vazgeçmedim ki... Başkasına bakan gözlerin di nefret ettiğim Avuçlarınla yüreğime attığın, buz taneleriyle soğudum senden Adımı anmayan sesin di, yabancılaştığım Sen değildin canımı acıtan, sen değil Ben kadar seni sevmeyen, ellerin dokunuşu, Görmesini bilmeyen gözlerin, seni seyredişi, Seslenişi adını... öylesine heyecansız-cansız Söyle, Söyle hadi... Yanımda dünyanın en değerli varlığı değilmiydin ? Boğmadım mı bir damla gözyaşına kendimi ? Dünyayı bir yana, seni bir yana koymadım mı? Bakışlarımla seni sarıp sarmalamadım mı? Gülmen için dokuz takla atmadım mı ? Bu muydu sevmenin karşılığı, bu mu ? Duymadın feryadımı, duymadın hiç Boşa kalem sallamayın şairler Anlatmayın aşkı, sevdayı Koca bir yalan hepsi Bir keman yayından duyun feryadımı O yay ki, yürek telimi çeker duyuramadığım Tek tek sökün çıkarın sevdalarımı Sonu ayrılık, hep hüsran Bir daha seversem, bir daha seversem Kendimden başkasını Ayırın gövdemden yüreğimi Fırlatın denizlere boğulsun Bir daha gözyaşı silmesin yüreğimin elleri... 21 mart 2011/nilgünkurt |
UMUT ve DOSTCA