söyle bana..Söyle bana..! Şimdi sen; Kipriğin’in ucundan bir tel kopar, Tutuştur ocağı, Yüreğine sürterek Aldırmadan dizlerinin sızısına, Altına da minder sıcaklığının garantisi Bağdaş kurup geç şöyle karşıma Geceye, birikmiş hüznünü serperek Bırak rüzgar kıbleye karşı harlasın ateşi, Bırak ,Gökyüzü sökercesine ciğerlerini bacanın Süzsün isi,dumanı, Fırtına sürgülesin arada bir Sen üşütme yeter ki, avuçlarındaki zamanı. Ay, yaralı bir kuş gibi sinerken pencereye, Yaksın içimizi döne döne ,bu keşkelerin boşluğu. Ah… Umutlarımın en serseri düşü, Ah… Ömrümün tek mülteci gülüşü, Hayatı ararken yanlış adreslerde tökezleyen Ah..Yalancı tanrıçaların hüzünlü sarhoşluğu Bana; ucuz ezberlerin, kırmızı gelinciğinden bahset Bana; tutunamayanların yüreğinde oğul vermiş sızının Açık unutulmuş o hazin pınarcıklarından bahset, Ya da sus en sessizinden! böylesine hazırken ben Akayım damla damla yüreğine İster cehenneminde yak bani, ister cennetinde hapset Düşlerimin bahçelerini besleyen, Gözyaşlarımın açtığı çukurlardır bilir misin, Yine de ; Yaralarımı çamurla sıvayıp soldurmamışım, Çeltik çeltik sonbahar arsızı akşamlara , Oy benim, hasretim… Oy benim ,dipsiz, sancılı gurbetim Şimdi sen söyle; Yüreğimin üstünden elini çekmeden, Tek bir damla gözyaşı dökmeden, Hangi kaya daha iyi parçalar beynimi Hangi nehir daha yavaş söndürür bu yangını Hangi kör kursun delip de öbür yana geçer yavaştan Söyle hırçın yağmurların kızı Söyle,güneşin en saklı nötron yıldızı Ne edeyim? Sürükleyerek yorgun bacaklarımı peşimden, çıkayım mı? Kuşatılmış ezik sokaklara, arkama bakmadan… Hangi kitapta yazar,acıların rengi, Yüreğimdeki hançerin oynaması mıdır , Sarıya çalması, kırmızının Söyle bana, Mavimidir mutluluğun kan kardeşi Bulutları zincirlemeden, göremediğimiz gökyüzü Söyle bana..! Pişmanlık kaç dilde haykırılır Hangi yamaç, bağrına basarda geri vermez Utangaç, yenik, mağrur çığlıkları Ay, alabildiğince cömert , uzadıkça uzadı gece Neyleyim ki bizde;Tükendi söz, tükendi son hece Saat ayrılık vaktine kurulu çalacak birazdan , Haydi toparlan, kalkalım şöyle hafiften Eline elimi sürmeden,gözlerindeki beni görmeden Haydı..! İlk sen çık şu kapıdan...! 4-3-2011 |