17 / 08 / 1999...Marmara Depremi'ne17 / 08 / 1999...Marmara Depremi’ne Yazmayayım diye çok zorladım kendimi Ne hikmetse anlamadım hep ar’ladım kendimi Bir yerlerde söz açıldı çenem düştü, Dilim sürçtü azarladım kendimi Yazmam ben yazamam dedim, Bağışlayın sonunda tutamadım kendimi Kim dedi unuttum ben cismim belki bu günde Lakin günüm o gün aklım hala o günde On yedi Ağustos bin dokuz yüz doksan dokuz Sanki mahşer gecesi ve Saat’in sıfır üç sıfır ikisi Sallandı beşik gibi tüm Marmara bölgesi Çaktı tarifi na mümkün bir afat’ı şimşek Kapladı uğultusu ve şavk’ı Alem’i Patladı Gök ve yarıldı yerler Sanki beyinlerde yüzlercesi bir olmuş taş kıran kompresörler Aman Allahım aman ne kadar uzunca zaman Bu ne bitmez, tükenmez saniyeler Görmedi böylesini asırlardır birdahada görmesin gelecekte nesiller Yükseldi semaya tekbirler Allahü ekber, Allahü ekber, Allahü ekber derken sustu o naçiz diller Anlamadı ne oldu şaşkın Alemi Beşer Sanki yapıyordu Hüda Kıyamet’i tatbikat’ı mahşer Bir an nefesler tutuldu yürekler sustu Gerçek olamaz bu Ya’Rab sanki kabustu Anlaşıldı az sonra Deprem denen facia Hikmeti İlahidir binlerce Ölüm kustu Bir Ağustos gecesinde tüm yürekler buz kesti Yanar Oğul Anasına diğer ana Kızına ötekisi Oğluna Toplaşmışlar bir köşeye hepisi Babasına Dedesi Ninesine Gücü tükenmiş artık vurmaktan sinesine Kardeş kardeşi arar dost akraba hep sorar Yakar bu ateş daha bilmem kaç sene yakar Sönen nice ocaklar tütmeyecek bacalar Ağıt üstüne ağıt bir köşede Analar Cehennemi bir manzara yığın, yığın üstüne Daha birkaç dakika önce yuva olan binalar Bağırdı bir ses tanıdık dedi abi sizde dedim koçum ya sizde Sizi bizi yok bunun öyle bir ateşki bu her yanda hepimizde Deli gibi koşarken sarıldı boynuma oğlum Baba……..Annem Annem nerde dedim iyi ya ablan, ablan ya Melek hemde üç aylık bebek İndik baba aşağıdalar kızım şükür nasılsınız ne oldu baba bize böyle ya Yavaş, yavaş kalkarken o cehennemi zifir ve toz bulutu Birer, birer tükendi çığlıkların umudu Söylemek Ağlamak ne mümkün almadı’ki Dimağ’lar Görüpte bu manzarayı değil Alemi Beşer Gökte Melekler ağlar Şaka gibi geliyor sanki daha dün gibi geçmiş seksen altı ay Heder aldık’mı dersek vay bu Başa vay’ki vay Çalan belki değişti Talansa aynı talan Edep haya hak getire ne ala ne memleket Dilim varmıyor söylemeye bağışlayın Ama buna Takdiri İlahi’de diyemiyorum Çünkü kötüyü Takdir etmez’ki Hüda İyidir demiş Atalar iyidir bin nasihat’tan bir nusubet Lakin bu manzaraya bakıpta diyesim geliyor yalan Kader değildi size belki Depremde ölmek Bilinçsiz yapılaşma çoğu çirkin bir örnek Belki takdiri İlahi yaptığı binada ölmek Görüldü’ki çalanlar’da doymadı Mezar oldu çoğuna ve çoluk çocuğuna Cehaletin kurbanları ne söylense az gelir Sözüm yoktur cümlenize varsa hakkım helaldir İçtiniz Şehadet şerbetini hepiniz bize kalan vebal’dir Ne mutlu’ki İmanın’ı kurtaran şüheda’lar sizlere Şefaat edin o günde unutmadan bizlere Sadece bizler değil Ağladı bütün…. Cihanı Devran sizlere… 29 / 10 / 2006 Şerafettin Yıldız Bu şiirin hikayesi: 17 / 08 / 1999...Marmara Depremini....Kocaeli / Derince’de Yaşayan bir kardeşiniz olarak o anın sadece ilk bir kaç dakikasını sizlerle. Paylaşmak istedim..Allahütala bir daha değil milletimize hiç bir millete Böyle acılar yaşatmasın...Binlerce defa..Amin...Diyorum.. |