Nasıl bekledim, yılları kalbim için derledim!Bir köşede kalmıştım, ne kadar yalnızdım Derd-i gamımı kime anlatırdım, hıçkırıklarımla avundum, sessizce ağladım Kalbimin sahibinden sabır diledim, kanaat etmekle yetinmeyi öğrendim, figandım Kime baksam, gözlerim yaşarır, yüreğim sancılanırdı, yıllardır firkatimi sakladım Yazdığın mektupları okudukça ağlardım Günyüzü görüp solmasın diye perdeyi açmazdım, ancak gölgelerde aşkla okurdum Dinlediğim hüzzam eserlerle bir hoş olurdum o an mekansız bir adreste sarhoştum Yadınla tutunur, umutla durulur, korkulardan arınırdım, hasret bağrında yanıktım Ah edip adını her anışımda için titrerdi Nefes yetmez, sinem anmaktan vazgeçmez, her nöbette yalnızlığıma refakat ederdi Halden geçiren bir sevdaydı, aşk nasıl bir feryattı, beni benden alan ilhamı zerketti Nereye nazar etsem, farkı fark ettirene iltica ederek ruhumu dinlendirmem deva idi Hangi mecnunu görsem kendimi bulurum Suskun sokakları adımlar, yere düşen yaprakları koklar, toprağa hüzünle bakarım Çıktığım dağlarda suskun çığlığımı bırakırım, meleşen o kuzulara hicranla akarım Ömür kumaşımı, yırtılan parçaları, yamanmaya muhtaç ahını hasretinle koklarım Kimseye çok görme, nasip nedir iyice anla Ölüm hangi vaktin şadına delalat edecektir sakın bir şaşkınlık yaşayıp uzaklaşma Kabrin lal olan haline yaban kalma içinde yatanları hüzünle anmaktan geri kalma Dert kalbin şifası,ruhun edasıdır,aşk farkı fark ettiren ne zarif bir sanattır korkma Mustafa CİLASUN |