baharın geldiğini nerden bileyim
resimler kokladım
ilk yazın en başlangıç günleriydi aslında ölümlere hazırdım nazırdım denize ellerime tortu birikmişti yüzyıllıksız yalnızlığın devlerinde korkusu çökmüştü çay gibi zamansızlığın limitsizliği sözkonusuydu yanlışlığın neresine dönmüştü yaşlılığım kulağıma enselendi işte son sinemaskop filminde gördüğüm aktörün figüranla dublörü karıştırması yönetmeni rolüne alıştırması içindi oysa ben oyuncaklarımı kaybetmiştim iskeleden atlarken vapur saatlerinide unutmuştum biletlerimi tiyatro biletleriyle karıştırmıştım maç biletlerini istasyon gişelerinde görmüştüm işte metroda boşuna ölmüştüm baharın geldiğini nerden bileyim sen söylemezsen bana öyle değil mi cengiz zorluoğlu |