)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-112-)(-)(-)(
……………………………………………………………………………………………………………………………………
Seni Zibadır sevdiğim kadd-i kametin Nice vasfedeyin civanım seni Beni Mecnun etti çeşm-i afetin Leyla’ya benzettim a canım seni Kaşların kemandır, müjganın oktur Arz-ı halin çeker müşterin çoktur Dünyayı verseler gönlümde yoktur Vermezen ey hüsn-i fettanım seni Erbabi aşığım ey dil güvendim Hasretinle yandım canım efendim Hakikat eyle gel sen de levendim Gönlümün tahtında sultanım seni ________________________________________ AŞIK ERBABİ ………………………………….. 1805-1884. Erzurum’un Karaars Köyünde doğdu. Asıl adı Hüseyin Farki’dir.İlk eğitimini yöredeki medreselerde aldı. Arapça ve Farsça öğrendi. Babası Konyalı Veli olarak bilinmekteydi. Buna göre geçmişlerinin Konya’ya dayandığı kabul edilir. Medrese eğitimi döneminde şiire başladı. Şeyhinin kendisine Erbap demesinden hareketle Erbabi mahlasını kullanmaya başladı. Dönemin padişahı Abdülmecit tarafından da kabul edilen Erbabi çağdaşlarından olan Bayburtlu (ya da Erzurumlu) Emrah, Aşık Dertli, Tokatlı Nuri gibi divan edebiyatından da etkilenip bu tarzda da şiir yazmasına karşın, daha çok hece ölçüsü ile yazdığı şiirlerle tanındı ve yörede kabul edildi. Askerlikten sonra yeniden Erzurum’a dönen Erbabi aşık meclislerinde bilinen ve aranan bir kişilik oldu. Döneminde birçok çırak yetiştiren Aşık Erbabi, özellikle Narmanlı Sümmani’nin yetişmesindeki katkılarından dolayı yöre halkı tarafından daha anlamlı bir yere konmuştur. ________________________________________ )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-112-)(-)(-)( Bu nasıl zibadır cemalin vasfın Nasıl methedeyim fettanım seni Savurup duruyor peşinden asfın Nasıl anlatayım sultanım seni Hilal kaşlarına müjgan ok eyle Hazanı,hüzünü silip yok eyle Bana muhabbetin nolur çok eyle Nasıl söyleteyim gültenim seni Sevdam olgunlaşıp erse kemale Boy atsın çoğalsın dönsün şimale Şavkın nasıl vurur bilsen cemale Nasıl çağlatayım altanım seni Kader olup yazılmışsın anlıma Kurbanlar olmuşum çifte benlime Seni mest edip de deli gönlüme Nasıl bağlatayım iltanım seni Akşam üstü güneş sessiz aşarken Duygular yürekte coşup taşarken Gülün yaprağına şebnem düşerken Nasıl ağlatayım saltanım seni Bak bu kadar övdüm gelme sen göze Katlanır her yürek bu kadar naza Bütün güzelliğin yansırken yüze Nasıl dağlatayım feltenim seni Lüzumsuzum sevdin böyle güzeli Hazan vakti yaprak döker gazeli Mecnun oldun diyar diyar gezeli Nasıl eğleteyim haltanım seni SADIK DAĞDEVİREN Aşık Lüzumsuz ETEK YAZILARI ZİBA:Güzel,altınböcek KAMET:Boy endam VASF:Nitelik,karakter,öven CEMAL:Yüz,sima FETTAN:Gönül ayartcı,kışkırtıcı,cilveli ASIF:Şiddetli rüzgar,fırtına MÜJGAN:Kirpik,kirpikler HAZAN:Son bahar,yaprak dökümü GÜLTEN:Cildi,ten’i gül gibi olan KEMAL:Olgunluk ALTAN:Tan’ın ağarması,kızıl tan ŞİMAL:Kuzey,taze sürgün İLTAN:Ülkenin beğenilen insanı MEST:Çok beğenmek,kendinden geçmek SALTAN:Tek,arı,saf,yalnız ŞEBNEM: Havada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, çiy. FELTEN: Çetin zor HALTAN:Güzel,büyüleyici |
Kurbanlar olmuşum çifte benlime
Seni mest edip de deli gönlüme
Nasıl bağlatayım iltanım seni''
Güçlü kaleme,dost yüreğin sesine sonsuz saygımla..