Günahkâr
Dört duvar içinde soluyan titrek bir mum,
Artık aynalara daha ürkek bakıyorum. Ağlıyorum sessizce karanlık bir mahzende, Gözlerimi bağlıyorlar, ayaklarımı, Kaçıp kurtulsam diyorum, uyansam-uyusam. Ellerimle bütün günahların zevkine dalıyorum Ve neden sonra bir adam, ben kadar gerçek Aynadaki aksine soruyorum, susuyorum. Güvercinin kanatlarında solan bir çiçek, Açmayacaksa bir daha toprağın damarında Bedenim, bedenim benim bu hasreti çekecek, Bin yıl sürecek belki ateşler pınarında. Yorgunum şimdi, haylaz ve kırılgan. Çaldılar gecelerimi, eyvahlar, figanlar kopardım. Bağırdım duymadılar, anlasalar duyardım. İstedim-aldım, inandığımda yanıldım, Çirkefleşti gecelerim, sabahlarımda kayboldular. Ağladım, bir başka ben, ağladım-ağladım, Her gözyaşımda birikip yatağıma uzandı şeytanlar, Her gözyaşımda birikip yatağıma uzandı şeytanlar. Geceler değil, ben günahkârım Tanrım, bunca güzellikte ne kadar tövbekârım. A. Selim AKOL |
Açmayacaksa bir daha toprağın damarında
Bedenim, bedenim benim bu hasreti çekecek,
Bin yıl sürecek belki ateşler pınarında.
Kutlarım dost kalem,yüregine sağlık.
Saygılarımla...