Ölüm 'ün aşk olmalı..
İhaneti ne bakışlarımda ara
Ne’de parmak uçlarımda Aşk’mı.. ben’de kapanmayan yara İki mezar var odamda Hemen şurda.. sol yanımda Ne ben söyleyim.. sense hiç sorma Sakladığım duygularım vardı kimselerin duymadığı Zaten kimse çıkmadı.. Hak edecek onları Nedeni mi...O bende saklı..! Kırk kapı ardına Kırk bohçaya sardım onları Baharım hiç olmadı Belki hazanıma çıkaracaktım Belki ahiretime Ama geldin.. sen geldin ya Hoş geldin sevgili.. kır şimdi Kır bütün kapıları.. Yalnız bir dakika Bir dakika daha bekle Allah rızası için dinle Görmelerin gözle değil yürekle Sözlerin dil ile değil gönülle Aşk’ı bazen kabe’de Bazen seccade de Göz yaşının selinde Gözümün bebeğinde Gönlümün telinde Bir minyatür içinde... Yaşamalısın.. Bazen ise Aşk’ı haykırmalı.. Sessiz kalmamalı Birazdan ölecek bir hasta gibi, içten kanamalı Ateşli ve ölümcül olmalı.. Yakıp kavurmalı Hayatı unutmalı, tefekküre dalmalı Aşk’a kanmamalı iyi tanımalı Ve sahip çıkmalısın Duruşun Aşk Bakışın Aşk Susuşun Aşk Hatta ölümün Aşk olmalı Benim için yaşamalı.. "O" nun için ölmelisin Ölüp, imanla dirilmelisin.. Ve bana dönmelisin Asıl Aşk’ı orada yaşamalıyız Allah’ın bahçesinde coşmalıyız.. Koşturup oynaşmalıyız Ey sevgili.. Şimdi geriye kalan ne varsa benden Yani iş aş üç beş söz bir parça beden Hatta bir iki sır.. intahara sebepken Geldin... İyikide geldin.. hoşgeldin Ey sevgili.. Ölüm bile korkar artık benden Gezinmez üzerimde kol.. kol... Esip gider tenimden Ya.. tutuver’de at dışarı ceketimden Ya’da kır kapıları.. gir içeri.. Gir içeri gönlümden.. Orhan sun |
Duruşun Aşk
Bakışın Aşk
Susuşun Aşk
Hatta ölümün Aşk olmalı
Kutluyorum yürek sesinizi...saygıyla