Ölümler Kördüğüm
endülüstün kıblesiz gecelerime,
Bağdat Hülaguya eteğini çözmeden önce. ısıtmadı daha güneş o günden sularını baş üstünde baş kalmasın,taş üstünde taş... Bağdat yine yanıyor,kaderi belki... sarmış çölü bedevi o savaş... ya Roma olsaydın yanan, Sezar Bürütüse ne derdi. buğulu gözlerle bakar mıydın Eros’’a İdanın yakarışı düşer miydi gazabına ecenin yine mehtabı kızıla boyar mıydı gece. dolamadan kuyruğunu gezer miydi tilki. ekmeğin yoksa, pasta yer misin arkadaş... ölümler var anlamadığım,anlayamadığım... ölümler var,yağmurun damlalrında siğim siğim. ölümler var yaşarken gördüğüm... Ölümler, ölümler kördüğüm... yürekler bedevi yürekler taş... hangi Bağdat kaldı geride,Arp’’ın yurdu mu. hangi Roma,Bürütüs orda durdu mu... yandı yakıldı kainat Eros gördü mü... Bu su ,bu balık İbrahimi yakan ateş her Musaya bir firavun, ölümler gelir yavaş yavaş... |