YANLIŞ ŞEHİRsana dün bir tepeden baktım ey şehir dilim varmıyor zavallı demeye biliyorum suçun yok senin her şey caddelerini dolduran insancıklar yüzünden devam ediyor yolculuğumuz kaçınılmaz sona doğru / zamanın bir yerinde / bekleyen bizi çok yazık ayda da bulamadı astronotlar bengisuyu ölümü bile göze alanlar ölmemek için bir tehdit olarak algılayacaklar şimdi böylesi bir söylemi niye ekşidi suratlar tahammülsüzlük öyle mi * * * bedenler mahcup barındırmaktan yüzlerce ayıbı ceplerine dolduruyorlar gün boyu sömürüp güneşi aklın kendini unuttuğu bu insanlar düşünceden yoksun tanışmayan komşular bakışlar kuzgun kimin umurunda rüzgâr suskun balıklar kırgın ay yorgun bir acaip memleket gözler sanki bıçak ağızdan namlularda kelimeler kurşun gündüzleri ritmine uyarken dişlilerin / hiç aksamadan / geceleri başka ritimler peşinde hoyrat bedene tutkulu leylâya dargın cami avlusunda dostluklarını perçinleyen kulları îsaf ve nâilenin sahte gülüşleri zamparalar ve hastalıklı fahişelerin / nefesleri içki kokan / kolayken yeni birini bulmak sigara almak kadar köşedeki bakkaldan mecnun kim kerem nasıl ferhat neden artık aşktır ve sadakattır ayıplanan * * * bir kaçışı olsa gerek uyku / ışıktan / yorulup tüketmekten dev iştihalarla tanrılarıyla yatanların koyun koyuna yirmi dört saat ayakta kalan bu şehirde gündüz uyuyan gece gören ve işleyen yarasa gözü beyinler korkarak yaşamlara tanıklık etmekten adamak bütün hayatını yaşamaya kolay sevinçler ve küçük mutluluklar yakalamakta usta olarak ama yetmiyor zaman bu denli kısayken yetmiyor mutlu olmak * * * neden yüzlerdeki bu abartılmış gurur bu heybet ayakları yerden kesen kibir bu cengâver tavırlar bu cin gibi bakışlar ve bu öfke içten içe okunan bir kalkan olabilir mi sigara kâğıdından tatmin olmayan nefislere öfke ve gurura dönüşmesi mi yoksa aşağılık duyguların * * * bütün gürültücü oyuncaklarına rağmen sükûnetini koruyan şehir sonu gelmeyen savaşlar ülkesi her geçen gün artan bir hırsla bileniyor diriltmek için düşmanlarını kutlu savaşçılar bekliyor karanlık bulaşırken vücutlara ve hummalı hülyalar tüterken gizli gizli yüreklerden düğümler atmak için kopan yerlerinden hayata can pahasına bir imanla iyi insanlar gelecek binip iyi atlara |