AYDINLARAydın; amuda kalkmış beyni yerde sürünür Koşmaya çalışıyor ama sıfır noktada Fakat farkında değil böyle nasıl düşünür Doğruyu bulmak muhal bu acayip rotada İspata gerek var mı? İşte her şey ortada… Güya prof sahnede milletinden bihaber Ona tepeden bakıp dalgasını geçiyor Tevazu hak getire, enesiyle beraber Bahçesini görmüyor yaban gülü seçiyor Sulamak şöyle dursun bostanını biçiyor… Tarihle bağı kesik af-ola hadım gibi Hangi kovuktan çıkmış orası belli değil İşte yazın şuraya diyorum adım gibi Evveli zaten meçhul, sonrası belli değil Yaşıyor Türk yurdunda sofrası belli değil… Geçmişini bilmeyen bugününü anlamaz Çok büyük laflar eder komik duruma düşer Cenazesini görmez, düğününü anlamaz Başka törede gezer başka foruma düşer Maaş buradan alır başka kuruma düşer… İfrat tefrit her şeyi ya çok veya hiç bilmez Muhakemesi bitmiş, sadece unvanı var Veyahut hep sırıtır ya unutur hiç gülmez Bütün kapılar açık hâlbuki imkânı var Anlaşılması garip belli ki buhranı var… Hem halkından ve hem de, Hak’tan kopuk aydınlar Kendi ışıkları yok, nasıl ışık olurlar? Güya terzi geçinir, yen’i sökük aydınlar Eğri büğrü şimşirken nasıl kaşık olurlar? Muhabbetten mahrumken nasıl âşık olurlar? Salih Yıldız…26.02.2011 . |
Selamlar