HIRSINDAN KIRMIZIYA DÖNEN GECELER
hırsından kırmızıya dönen geceler,
gökyüzünden kurşun gibi inmekte gözyaşları. korkudan birbirine sarılıp aglamada yapraklar, yok olmanın eşiginde son demler yaşanmakta, eliflerde bir hüzün var belli,iççekişlerinden, ahuzara boyun egmiş bülbül,viranede biçare. ümitlerin katre,katre tükendigi denizlerde, balıklar intihar danslarını yapmakta son defa. sen hüznün kavurdugu bu elemli gecelerde, bihaber dünyadan, yaşa son demlerini. aynalarda bin kahır, gözlerden akan boyalara bakar, iblis günahkar kahkahalarla izlemekte seni köşede, solgun ışıgın gölgeleri vururken duvarlara, şavkından eser kalmamış,günahından aglıyor, duvarlar şahitliklerine. lime,lime olmuş ruhun, çırpınışından bihaber, dudaklarında haram tenin lezzeti çıldırtmakta seni. hoyrat ellerin altında,bedeninin feryadı sarmakta alemi. vucudunun her zerresinin günahına olan şahitliklerine, topragın bagrına vurulan namert hançeri gibi, namusu yırtılan gözlerinin acısı,belki uzaklarda kahrediş zalimliklere karışırken iblisin nidası, belki çok sonra duyulacak yokoluşun feryadları, nasılki kırmızı akarsa şattularabın rengi, eger dokunursa eli züleyhanın,yusufun tenine, ferhat için intihar eden şirinin alınırsa intikamı, işte o zaman eliflerin donacak agustosta, ruhunun kışlarında utanacak,son kalan masumiyet. her parçası ihanetine şehadet edecek vucudunun , ne çare. son demlerinde elinden tutmayacak o tuttugun eller, tanımayacak seni,daha önce hayran bakan hiç bir göz. iblis, son nefesinde yanında olacak, gözlerin son defa arayacak, o masum gözleri. toprak kabul etmeyip,atacak seni dışarı, tüm sevenlerin gözlerinde yaşlar,dolduracak mezarını, işte o zaman elifler tek,tek hesap soracak senden, kavrulurken bedenin günahkar mezarında, belki o zaman dinecek hırsı gökyüzünün, topragın,denizin,agaçların ve tüm sevenlerin. |