Katlanmaya Deymezmi?İSLAM gömleğimiz yırtık, İMAN elbisemiz eski, kirli ve lekeli. Aklımız marifetten, Gönlümüz muhabbetten mahrum. Kalbimiz keder ve istikbal adına endişe ile dolu. Müslüman olmamamıza rağmen gönlümüz İSLAMİYET’e açık değil. İç alemimiz harap, dışımız dünya adına mamur, hafıza bantlarımız işlemiş olduğumuz günah lekeleri ile dolu. Sevdiğimiz ve arzuladığımız yalnızca dünya lezzet ve rahatı, şanı şöhreti ve nefsimizin bitmek tükenmek bilmeyen mü-min onuruna yakışmayan arzu ve istekleri. Kabir kapısı açık ve ahiret bize doğru gelmekte. Aklımızı başımıza toplamamız gerek! Sadece dünyalık peşinde koşmanın zararını anlamayı, ahirete bırakmasak daha iyi olmaz mı? Ahiret sermayesi biriktirmeyi asla ihmal etmemeliyiz. Hatta acele hem de çok acele etmeliyiz. Çünkü irade ve isteğimiz ile gelmediğimiz bu dünya misafirhanesinden, yine irade ve isteğimiz dışında her an ayrılma ihtimalimiz var. Yarın diye beklediğimiz halde bu gün, Bir ömür harcanmış DÜNLERİMİZ VAR!.. Biliyoruz ki! Sabırlı kulların bu dünyada çektiği cefa, Yüce Allah’ın (C.C) yanında karşılıksız kalmayacak. Biz daima ahiret yurdu ve ebedi saadet adına sabır yolunu tutmalıyız. Karşılığında dünya ve ahiret saadetine nail oluruz. İNŞALLAH Ömrü boyunca Kahraman lakâbıyla gezen, onu bir anlık cesareti sonunda kazanmıştır. Sonsuz saadete ermek Allahın lütuf ve keremine kavuşmak kısacık dünya hayatında bazı sıkıntılara katlanmaya deymez mi? |
sabredenlerden oluruz inşallah...