asi/l aşk// ‘’neden ben ?’’ dedi asil kadın ‘’n/eden; sen !’’ dedi âsi adam // yalnızlığın kör asasıyla yokladı yüreğini bir adım atsa uçurum geri çekilse yokluğun dibi … //görünmeyen bir aşk kılavuz istiyor gibi…// bu muydu o dedikleri tarifi imkansız bir adres çıkışsız bir sokak arası ruh uçmaz, derman geçmez yolu düşmeyenlerin meçhul izbesi yamacın dik alâsında şimdi umut salkım saçak sarkmakta infaz zem çekimine direnirken yüreğin ritmi meal boz bulanık, dimağ kördüğüm //aşk mıydı yoksa duvar aşrı gördüğüm// yerçekimine inat direnirken takat omuzlarda bir yük tüy kadar huzur, dünyalar kadar vebâl //bozkıra attığın kor alazları küllenmeden gel de al!// sessizlikten ürken çığırtkan kuşlar, çağırır aşka ansızın sus pus olmuş yürek , çığlık çığlığa bir ışık huzmesi bulur gözü kara yolculuk aşılmaz dağların bağrını deşen tünelde // şimdi elde değil aşk, aşk sımsıcak bir elde // göz yangınları kaplar seviş mesafesini lakayt bir serabın buğusunda pişer aşk uyuşmaların dayanılmaz hafifliğinde bir tulûat, bir seremoni tütüsünü geçirmiş, parmak uçlarında efil efil uçarken yürek sersefil serzenişler dolanır son dem dile // lâkin kimse susturamaz bu asi/l aşkı … kendisi bile ! // . |
sonrası aşkın sonsuzluğa düetidir...
tebriklerim çoca...