P E Y G A M B E R İ M İ Z S.A.V. Hz.Şiirin hikayesini görmek için tıklayın PEYGAMBER EFENDİMİZ S.AV. İNSANLIĞIN İFTİHAR TABLOSUDUR... ONDÖRT ASIRDAN BERİ DÜNYA ÇAPINDAKİ EN BÜYÜK DAHİLER, DEV FİLOZOFLAR VE HER BİRİ DÜŞÜNCE SEMAMIZIN YILDIZI NİCE MÜTEFEKKİR VE İLİM ADAMLARI HEP O’nun ARKASINDA EL PENÇE DİVAN DURMUŞ VE O’na HİTABEN SEN, SANA MENSUBİYETLE ÖVDÜĞÜMÜZ İNSANSIN demişlerdir... Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim Metin Said SERDENGEÇTİ ms.serdengectiirfanmektebi.com Peygamber Efendimiz dünyayı teşriflerinde, doğduğu bölge olan Hicaz, her türlü kötü ahlâkı irtikâp eden, çirkin ve fena işlerle uğraşan bir topluluğun ikametgâhı hükmündeydi. İyi ve güzeli öğütleyen ve ders veren peygamberler uzun zamandır gönderilmemişti. Eskinin hasenatları bugünün seyyiatı; eskinin seyyiatı bugünün hasenatı hükmünde olup her türlü çılgınlık etrafta kol geziyordu. İslâmiyet’ten evvel Araplar bilgisizlik ve hurafeler peşinde gidiyorlar; zengin, kabilesi kuvvetli olanlar bu durumda olmayanlara göre daha üstün sayılıyorlardı. Kuvvetli zayıfı daima eziyordu. Kabileler arasında kan davası ve sınır anlaşmazlıkları gibi sebepler yüzünden savaş eksik olmuyordu. Arapların çoğunluğu putperestti. Yapmış oldukları bir takım heykellere ilâh diye tapıyorlardı. Soygunculuk, faizcilik, zenginleri üstün, fakirleri hor görme, içki ve kumar düşkünlüğü, kabilecilik gayreti ile kan dökme gibi son derece çirkin âdetleri vardı. Hele köle ve kadınlar insan sayılmıyordu. Kadınlar, ölen kocasından, babasından ve diğer yakınlarından miras alamadıkları gibi, kendileri miras malları hükmünde, mirasçılara kalıyordu. Erkekler istedikleri kadar kadınla evlenebiliyorlardı. Fuhuş âdeta meslek hâline gelmişti. Bu yüzden bazı kimseler kız çocuklarını diri diri kumlara gömecek derecede vahşet göstermişlerdi. Yani o günkü Mekke halkının durumu, insanın yaratılış kıstaslarına uymuyordu. İnsanlar, şeytan ve nefsin ve geleneklerin eline düşmüş, kendileri sıkıntı çektikleri gibi başkalarına da sıkıntı veriyorlardı. Allah (cc) , fıtrattan uzaklaşmış, insani değerleri bir tarafa bırakıp böylesine şeytan ve nefsin oyuncağı olmuş bu topluluğa kendi içlerinden birisini, yani Efendimiz Muhammed Mustafa (sav) ’i güzel ahlâkı tamamlamak üzere peygamber olarak göndermiştir. “Ahlâk dinin kabıdır.” hadisinin de ifade ettiği üzere Peygamber Efendimiz, kendisiyle gönderilen dinin temeline ahlâkı koymuştur. En başta kendisinin yaşadığı bu din ve kendisine gönderilen Kur’ân-ı Kerim, Peygamberimizin ahlâkının da tanımı olmuştur. Rabbimizin “And olsun ki sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resulünde güzel bir örnek vardır.” buyurduğu Efendimiz için Hz. Aişe (ra) validemiz, “Onun ahlâkı Kur’ândı.” diyerek nazarlarımızı yaratılıştaki fıtri özelliklere, ‘en güzel kıvam’a çevirmektedir. Zira onun etrafında saf tutan ve ona iman eden insanlar öyle hızlı ve mükemmel bir dönüşüm yaşamışlardır ki, eski hallerinden hiçbir iz kalmamıştır. Çöplükte gül yetişmiş; cahiliye devri diye tanımlanan o asrın içinden asr-ı saadet tanımı doğmuştur. O vahşet asrından güzel bir yönlendirme, fıtrata uygun hal kazandırma ve Rabbe muhatap etme ile öyle insanlar çıkmıştır ki, hiçbir asırda onların manevî şahsiyetine yetişmek mümkün olmamıştır. Hem onlar, kıyamete kadar ümmetin istikamet alacakları yıldızlar hükmünde semada yerlerini almışlardır. Dünyanın bin yıllık salah ve huzura kavuşacağı hareketin baş aktörleri olaraktan tarih ve melekler tarafından kayıt altına alınmışlardır. Bu şirimi, Lamia-Kerim çiftnin 11.04.2010 evlilik günlerine ve kıymetli Kadir Bayraktar bacanağımın 13.04.2010 41. yaş gününe armağan ediyorum... Selam,sevgi ve saygılar tüm okuyucularıma... NOT: Tamamen Yüce Allah’tan bir tevafuk olarak,114.şiirim,bu şiirim olmuş... *Ya Muhammet* Gül ektim gül bağına, Küstüm uhut dağına, Düştüm nefsin ağına, Kurtar bizi ya Muhammet… Arafat’ta gezer hacılar, Gözyaşı döker bacılar, Mevla’ya el açmış hocalar, Kurtar bizi ya Muhammet… Beytullâh karalar bağlar, Sağanak yağar dualar, Günahkârlar el açmış ağlar, Kurtar bizi ya Muhammet… Yedi taş attım şeytana, İçtim zem zemmi kana kana, Mevlâ’m sen kıyma bu cana, Kurtar bizi ya Muhammet… Sende Allah şefaati, Hükümler kesin ve kati, Bitmeden ömrün saati, Kurtar bizi ya Muhammet… Rabbin merhameti bol, Şu hayat ne kadar tozlu bir yol, Peygamberim açmış şefaatten kol, Kurtar bizi ya Muhammet. Hasan Tosun
Hira Üniversitesi’nin ilk ve son, tek mezunu,
Allah’tan diplomasını alan, okuyan ezanı... Zaman-ı ahirin rahmetli Peygamber-i zişanı, Ruhlar aleminin en şerefli ruhu ve cananı... Ersalnake illa rahmetellil aleminin canı, Tefekkürün,teşekkürün tacı; teşekkül-ü şanı, İlahi aşkın takdiri,tecelligahı, cananı ! Mekke’nin yetimi,yed-ül emini, resul Muhammed, Uğruna fedadır nice canlar, gönüller Muhammed, Hem bu dünyanın,hem ahiretin şerefi Muhammed, Allah’ın sevgili Peygamberisin, canım Muhammed, Mekke’den Yesrib’e hicret etti,cefakar Muhammed, Medeniyete beşik Medine, medeni Muhammed, Elemtere keyfe,feale rabbüke; Muhammed, Dönüşün muhteşemdi Mekke’ye,muhteşem Muhammed ! Müslümanız elhamdülillah,dinimiz enson, İ S L A M, Uludur Tanrı değil, Allahuekber’dir vesselam... Sabrın,sebatın, sadakatın, saadetidir selam, Taharetin,titizliğin timsalidir temiz selam... Allah adını anmaktır,inanmaktır, inanç selam, Fuhşiyatın zıttı,sadıkların sıdkı, sadık selam, Allahümme entesselamü ve min kesselam ! Sallallahü aleyhi vessellem efendimiz ENFES, Allahuekber zikriyle almamız gerekir nefes... Vallahuekber ve lillahil hamd, MÜSLÜMANLIK ENFES ! ! ! ŞAİRcik,Ahmet Necat Ucur, Bozüyük, 14 NİSAN 2010 2011 YILI, 14 ŞUBAT MEVLÜD KANDİLİMİZ VE SEVGİLİLER GÜNÜMÜZ BÜTÜN İNSANLIK ALEMİ İÇİN HAYIRLARA VESİLE OLSUN İNŞALLAHHH..... |
Alemi Islamin kandilini kutlarim