GEL DE TAŞLAMA
Dört yanı kalkan olan namert taştan sakınmaz
Bal üste kemik yese riyakara dokunmaz Her nağmeye uyulmaz her nağme de okunmaz El tefiyle oynayan kıç üstüne oturur Rahmeti emen tohum neşesinden patlıyor Yuvasına sığmayan meydanlara atlıyor Taş yerinde ağırdır sökülende çatlıyor Kantarına sığmayan pöç üstüne oturur Konu vatan olunca elbet çıkılır cenge Yaratana sığındık böyle kurulmuş denge İnsan olan tenini boyamasın bin renge Beyazını kirleten suç üstüne oturur Kelamı cıvık olan mecliste laf sulanır İşkembesi boş olan sahibine yalanır Nalına taş değende yollar toza bulanır Kıratını kaybeden koç üstüne oturur Kelle başı hesabı kullara yapma sayım Hukukumu arıyom olmasın kimse dayım Helal lokma yiyenin tadına olmaz doyum Haramlara alışan baç üstüne oturur Ağıdı çok gözlere yakışır mı hiç sürme Gönüldür tez kırılır ola ki sarıp dürme Kül bağlamış közleri körük ile üfürme Isınmayı bilmeyen sac üstüne oturur Kimi beyler incelmiş fukaranın derdinden Her kumar kazanılmaz dört asın da dördünden Ne kaldı ki Karun’a onca malın ardından Ziynetini tartmayan tuc üstüne oturur Say HAYDARİ demedin rüyada gördün unut Boş kaleye atılmaz ne bir gülle ne bir şut İnsanları incitme eşiğini açık tut Halıda desen seçen hurç üstüne oturur |
Burada hem taşlama var hemde güzel bir haşlama var .
Kalemin hiç susmasın ve de Tükenmez olsun . Selamlar