E Y V A L L Â H
Âh çekmek kolay mı? Âh! Zihnime yedi belâ!
Düşündükçe düşünü, düşümü yaralarım… Yokluğa terk ettin ya; yokluğun başa belâ! O gün, bugündür kanar; dikişsiz yaralarım. Bilirdim; kondurmazdım! Bendim, gönüllü vurgun. Sense haris nefsinde, kuruldukça kuruldun… “Söyle, değdi mi bari aşkta vurduğun vurgun! Şöyle dört başı mamur, servete mi kuruldun?” Perestiş ettim ise; sâdece sevdâm için. Bir anlık tebessüme, fedâydı çabalarım… Ey ceberrût! Nazenin! Yanarım için için; Bedbin zemînde nikbin, ümitle çabalarım. Söz mü? Naz mı? Niyâz mı? Neydi ki îtikâdım! Aşk dedim, sevgi dedim. Âşk nârına uyandım… Yandım… Yandım… Yakıldım! Sarsılmaz îtikâdım; Âlemde ben bir âlem, küllerimden uyandım. Hâlâ, masallar sürtüp, niyetler tekerleyip; Hâlâ “Darısı…” deyip, gönlümü eğliyorum… Hâlâ iyi niyetle; ömrümü tekerleyip! Hâlâ, aynı minvâlde, zamanı eğliyorum… İflâh olmam değil mi? Zîrâ rotam ayarsız… İster budala belle, isterse katıksız saf. Nasılsa dümen kırdın, insanlığın ayarsız; İnsâf yok ki içinde, gözlerinde hırs saf saf. Bende kahır sende zevk, aşktan bizlere düşen; Ne varsa üstü kalsın… Hadi benden eyvallâh. Ben olmayım âsî kul, hakta yanlışa düşen! Acıma acıyorsan; acıma hiç eyvallâh! Allah’a havâlemsin… O ne derse eyvâllah. Salih ERDEM / AYDIN |
nihayetinde de Allaha havale son çare son çare
tebrikler selamlar