KADIN VE NAMUS
Kapıyı açtığında çocuklarının babasına
dimdik ayaktaydı ağlamıyordu kadın hazırladığı bavulu eline tutuşturup ’defolup gideceksin’ diye haykırdı ’daha onsekizimde el değmemiş tertemiz namusumla gelmedim mi kapına ot olmasın et olsun az olmasın çok olsun demişliğim oldu mu ’ yaşlar akmıyordu rengi soluk gözlerinden sadece kıvılcımlar saçıyordu haklıydı isyanında idamını dileyebilirdi tüm adaletin ’yan gözle değdiğimi gördün mü harama hiç utandırdm mı seni yaptığın bin türlü haksızlığa baş kaldırdığımı gördün mü ’ yıkabilirdi tüm kainatı yaradan kendini savunamazdı sadece gitmesini istiyordu yine de yavrularına gerekliydi yaşam ’haklısın’ diyebildi suçlu ağlayarak ’ama bir hatadır oldu sarhoştum bir kerelik bağışla ne olur ’ aşağıladı erkekliği suçundan ötürü kadın haklıydı gururluydu ve kararlı ’kadınlardan beklediğiniz namusu önce kendinizde arayın bizler anneyiz kutsalız namusluyuz sizler de baba olun adam olun’ deyip kapattı kapıyı adamın yüzüne devam etti onurlu yaşamına çocuklarıyla birlikte eli ayağı yüreği öpülesi kutsal kadın..... Fikret TEZAL 13 / 6 / 2007 |