)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-90-)(-)(-)(
…………………………………………………………………………………….
Ederler Üç beş aşık biraraya gelmişler Onlar birbirine meydan ederler İkrarından dönmez kavli sadıklar Hakikat sırrını pünhan ederler Olaydın onların darına berdar Cümlesine oldu aklım tarumar On iki koyunum üç beş kuzum var Gönül yaylasında cevlan ederler Dertli bu dertlere düşenden beri Kimi geri çeker kimi ileri Çeksem irakibi girmez içeri Hakikate kuru bühtan ederler ………………………. AŞIK DERTLİ ……………………… 1772-1846. Bolu’nun Şahnalar köyünde doğdu. Asıl adı İbrahim’dir. Küçük yaşlarda babasını yitirince başka bir köydeki yakınlarının yanına gidip çobanlık yapmaya başladı. Yöresine gelen gezici aşıklardan etkilenerek bağlama çalmasını öğrendi. Gençlik yıllarında İstanbul’a sonra da Konya’ya giderek 3 yıl aşıklık geleneğinde çıraklık yaptı. Daha sonra Mısır’a gitti ve 10 yıl kaldı. Köyüne döndükten sonra evlendi. Ancak gezginci yaşamından dolayı yaklaşık 1825 yılında yeniden İstanbul’a gitti. 1840 yılında geçirdiği bir bunalım sonucu intihar etmeye kalkıştı. Daha önce kullandığı Lutfi yerine Dertli mahlasını almasının bu olayla ilgili olduğu söylenir. Çeşitli Orta Anadolu şehirlerinde dolaşan Aşık Dertli son yıllarını Ankara’ya giderek aşıkları korumasıyla tanınan Alişan Beyin yanında geçirdi. Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Aşık Ömer ve Aşık Gevheri’den etkilenmiş olan Aşık Dertli’nin Ankara Koyunpazarı’ndaki mezarı, yol yapımı sırasında ortadan kalktı. Daha sonra Gerede yakınlarındaki Esentepe’de bir anıt mezar yapıldı. Kesin olmamakla birlikte 1845 ya da 1846 yılında Ankara’da öldüğü kabul edilir. Bir anlatıya göre Alişan Beyi saçlarından öptükten sonra oradakilerle tek tek vedalaşıp bir hasıra uzanarak ölmüştür. …………………………………………………………………………………………………………………… )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-90-)(-)(-)( Yine coşmuş gardaş bizim ozanlar Eren meclisinde sözle yarışır Tutuşmuş her biri Vatan Od’uyla Yad’la,yabancıyla,özle yarşır Usta aşık bakıp ayağı vermiş Hafiften yoklamış hal hatır sormuş Diğer aşıkların işleri zormuş Hem söz ile hemi sazla yarışır Biri çok ustadır sözleri açar Biri renkten renge girip de geçer Biri kovalarsa diğeri kaçar Saatte yüz seksen hızla yarışır Birisi çok kızmış fena soluyor Birisi hışımla saçın yoluyor Birisi açığın bulmuş gülüyor Bu yüzden elinde gozla yarışır Şakıyor ustalar bülbül misali Yürekler yakıyor çırağın hali Gülüyor haline bütün ahali Toy olan kenardan gözle yarışır Bıyığın altından hafifçe güler En zayıf yerini buldu mu dalar Muamma sorarak aklını çeler İşi bilen ozan pozla yarışır Atışmak zor iştir bilenler bilir Halkımız bu işten büyük haz alır Dikkat et Lüzumsuz taş sana gelir Baktım ki şimdi de bizle yarışır Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Eren meclisinde sözle yarışır
Tutuşmuş her biri Vatan Od’uyla
Yad’la,yabancıyla,özle yarşır
*******************************
Yarıştır gardaşım, neden şaşarsın.
Sen de yarışırsan, dağlar aşarsın...
Vatandır, yanarsın, elbet âteşte;
Gurbetde kal görbak, nasıl coşarsın......babidim
Yine nefisti emmioğlu...