EYVAHLARLA MI ÇAĞLASIN GÜLŞEN ?
Her gün takvim başlatır bitmeyen avazları
Alev söndürmek için getirir poyrazları Sakin olmaz geceler, yetim kaldı sabahlar Neyim inler derinden mahzunlaştı segâhlar Yanımdaki çiçekler cevahir yüklemezler Eyvahları yığarlar, kalbe nur eklemezler Sokaklarım simsiyah, caddelerim simsiyah İşlenmiyor sevdalar, boşta kalmıştı tezgâh Menekşem boyun büktü, begonyalar perişan Güllerin etrafını sarmıştı hep kör duman Bülbülün mecali yok, çürüyor hicazlarım Bağımın sofrasına girmiyor ilk yazlarım Kor yığın bağbanlarım, yoksa bağım solacak Takvimim acılarla her gün çiçek yolacak Güneşlerin ziyası yine bahçeme aksın Tütmesin dikenlerim, güllerim bana baksın Her ne kadar sazlarım teselliler verse de Öncelerin rüzgârı meltemleri derse de Poyrazların çığlığı dinmiyor zamanımda Ötenin arzuları yanmıyor ummanımda Ağlıyor gece gündüz kızıl yüklü dudaklar Meyve vermez ağacım, çürütüldü budaklar Sarsılırken çınarım, yok oldu saltanatım Târumâr oldu gönlüm, yaklaşmıyor beratım Yüreğimde durmadan suzinaklar ağlıyor Nefse zincir vursam da, hüsranlarım çağlıyor Şimdi bakışım titrek, şimdi ellerim ürkek Gözlerimdeki kanlar çoğalır öbek öbek Şiirime arzuyla konmuyor mesneviler Simsiyah oluyordu denizdeki maviler Pembe düşlerim artık öncelerimde kaldı Sazlarım kasvetlerle hüzzamlarımı çaldı Nihavent yorgun düştü, aşk yığmaz muayyerler Şimdi gönül bağımda neşe saçmaz cevherler Âlemim başka âlem, taksimlerim yabancı Titreyen güllerimi solduruyor hep hancı Sakilerim hevesle açmaz nur şişeleri Her geçen gün sancıyla yıkar menekşeleri Azabın telleriyle kardeş oldu mızrabım Geceler hüzün yüklü, parlamıyor mehtabım Yakamoz beni sarsar, ben de yakamozları Fırtınalar estirip, vurdurur balyozları Rıhtımımın dibeği alev saçıyor şimdi Takvimim yaprağını korla açıyor şimdi Yıkılıyor içimde sevdamın tuğlaları Bozkırlara büründü gönlümün yaylaları Segâh hicran dokuyor, neyler yine inliyor Güller, dudağımdaki acıları dinliyor Yazık oldu gülşene, her gün ağlar bülbüller Artık eskisi gibi ıtır saçmaz sümbüller Takvimimde boğuldum, teselli, vermez mevsim Hastayım, dermansızım, şifalar yığmaz hekim Maksadımın kuşları ötemiyor rıhtımda Huzurların alevi tütemiyor bahtımda Günlerim bedenime getirir bin bir eza Sazlarımda neşeyle uyanmaz ferahfeza Güneş intikam kusar, boyattırmaz çiğdemi Sazlar benden öç alır, başlattırmaz acemi Hâkimler zamanıma hazırlar darağacı Mahirler getirirler zehir gibi ilacı Salihler sofralarda devamlı hüzün dokur Arifim rindan bugün, acıyla kasvet okur Zemherim ağa düşmüş, bozdurur geceleri İçimdeki ilhamlar yığmıyor heceleri Kızıl gül şaşkın şaşkın bakıyor etrafına Bülbül de çaresizce girer hüzün safına Zamanın gidişinden çoğalır korkularım Geceler umut yığmaz, kaçıyor uykularım Esrarengiz sabahlar, yanık seher vermiyor Bağbanlar şeyda olmuş, yangın şafak dermiyor Takvimim şimdi yıkar bozulan gazelleri Çürütülen gönlüme getirmez güzelleri Neylerin maksadını hep târumâr ettiler Segâhlar çaresizce acı acı tüttüler Bülbüllerim sallıyor isyanın beşiğini Bağbanlarım dürmüyor bahçemin eşiğini Kırıldı artık saflar, sabahtan sabâ çıkmaz Kan döküyor dillerim, gözümden cevher akmaz Tutuşturdum kalemde gül yerine dikeni Ziyan ettim günümü, ağlattım fesleğeni Pervâne bu gidişe dur demez misin hiç sen Daima eyvahlarla çağlasın mı kor gülşen |