YAVRU CEYLÂNYAVRU CEYLÂN Batmada gün. Yoğunlaşırken kara bulutlar, Üstümüze üstümüze Yağıyor yağmur , Kulaklarım sağır mı sağır ! Takılıverdi gözlerim, Bir köşeye. Baktıkça ,yanıyor,kanıyor içim. Akşam,evreni sarmada. Örtüyor karanlık, kimsesiz Yavruyu, Sinmiş , Kentin kuytu , kirli bir köşesine. Düşlemede belli,güzel günleri, Onlarca kat acıyı, Saklarken gözleri. Umut,gelen,geçenden, Çığlık çığlığa belki de yüreği. Karanlığa karışırken,denizin rengi, Küçülmeye başlar, dünyası. Ve Yavru Ceylân,Yavru Ceylân, Nasıl,niçin Dünyaya geldiğini bilmeden, Sarılır,karanlıktaki çaresizliğine, Yalnızlığına. Sol yanımda sancı, Yangınlardayım. Bu dert beni mahveder. Ey karnı tok,sırtı pekler ! Değiştirin dünyayı ! Akarken şiirlere, yaşam, Ceylânlar,sıcak aş ister. Bir yaz gecesi kadar Isınmayı, En karnı doymuş kadar, Bekler tok olmayı... Ey Şiir Ustaları ! En azından toplumsal bir yarayı, Bir acıyı, Bir kimsesiz Ceylânı Duyumsatmak yeter,yeter ! Yeter ! NUR BENLİOĞLU GÜRSEL // 20.01.2011 - İZMİR |